TFF (TİCARİ FUTBOL FEDERASYONU) TOPLUMDAKİ ALGI
Futbol tarih boyunca hemen hemen bütün medeniyetlerde benzer biçimlerde boy gösterdikten sonra bugünkü haline en yakın şeklini 17. yüzyılda İngiltere‘de almıştır. Geçen yıllar içerisinde farklı kural değişikliklerine uğrasa da en temelinde bir eğlence aracı olarak ortaya çıkmış ve asırlardır insanoğlunun hayatında yer almıştır.
Son yüzyılda küreselleşen dünya düzeninden futbolda nasibini almıştır. En temelinde insanoğlunun eğlence aracı iken özellikle son 30-40 yılda sektörleşerek para kazanma ve para kaybetme aracı haline gelmiştir. Transfer ücretleri, yayıncı kuruluş gelirleri, iddia ve bahis oyunları, forma ve tribün satışları gibi listeyi uzatabiliriz. Şike ve teşvik primi gibi kirli yüzünü hesaba katıyorum bile. Yani kısaca küresel sermayenin kapitalist sistemine ayak uydurmuştur. Müfit Can SAÇINTI‘nın bir filmin de dediği gibi 'eğer mutluluğun formülü olsaydı kapitalist sistem onu da şişeye koyar satardı.' Kapitalist sistem tabiri caizse futbolu şişelediği için insanlar artık futboldan zevk alıp eğlenmek için fazlasıyla elini cebine atması gerekiyor.
Eskiden şehirlerde semt sahaları vardı veya boş bir arazi olsa bile 4 tane taşla iki kale yapılır ve saatlerce futbol oynanırdı. Maalesef kapitalizm ve küresel dünya düzeni ile büyüyen inşaat sektörü bırakın futbol oynamayı şehirlerde nefes alacak yeşil alan bile bırakmadı. Arkadaş grubu olarak futbol oynamak istiyorsanız artık halı sahalara cebinizden para vermek zorundasınız. Veya maç izlemek için stadyuma girerken ödeme yapmanız gayet doğal ama artık evinizde taraftarı olduğunuz takımın canlı maçını izlemenin bile para ile olması sözün bitip sorgulamanın başladığı yerdir. Elbette her eğlencesi sektöründe olduğu gibi yapılan organizasyonların bir bedeli var ancak bu kadar da yüksek rakamlar olmamalı.
Bu konunun nereden çıktığına gelelim. Geçenlerde sosyal medyada Türkiye Futbol Federasyonu‘nun 2020-2021 antrenör eğitim ücretlerinin olduğu bir tablo ile karşılaştım. Tablodaki yüksek rakamlara çok büyük tepkiler vardı ve bu başlığı atmanın sebebi oldu. TFF’nin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanununun 8. Madde (b) ye göre Başvuru harçları ve cezalara göre eğitimin bir bedeli olması normal. Ama rakamlar bu kadar yüksek olmamalı. Hemde böyle bir dönemde. Burada cetvel olarak yazma şansım olmadığı için paylaşamıyorum ama internetten açıp bakabilirsiniz. Antrenörlerin eğitimi ve geliştirilmesi asli görevlerinden biri olmasına rağmen federasyon toplumun bütçe şartlarının üzerinde rakamlar belirleyerek sadece parası ve imkânı olanlar bu eğitimi alabilir mi demek istiyor acaba. Onu geçtik para ve imkân olsa bile az sayıda eğitim açarak katılımı iyice kısıtlamaktadır. Arada birde hatırı sayılır katılımcılar da varsa eğer ortaya birde işin adil olmayan kısmı çıkıyor. Rakamları İngiltere ve Avrupa ile karşılaştırıldığım da aynı paralara tekamül ediyor. Fakat oradaki istikrarlı sistem ve gelir düzeyini göz önüne alırsak aradaki fırsat eşitliği dağ gibi karşımıza çıkıyor. Merak ederek ülkemizdeki teknik direktör ve antrenör sayılarına bakmaya çalıştım. En son 2017‘de akademik bir çalışma karşıma çıktı. Oradaki sayılara bakınca 85 milyonluk nüfusa sahip, yüksek ilgisi olan ve en fazla lisanslı sporcuya sahip futbolda ülkemin antrenör ihtiyacının çok çok altında olduğu ortaya çıkıyor. Mevcut antrenörlerin de çalışma şartları, özlük hakları ve güvencelerini de hesaba katarsak vaziyet pek de parlak değil. Antrenörlüğü üst düzeyde ve ahbap çavuş üzerinden icra edenleri ayrı bir kefeye koyuyorum.
Sonuç olarak bu durum karşımıza Avrupa da bir sezonda en fazla antrenör değiştiren ülke olarak karşımıza çıkıyor. Onun dışında diğer gelişmiş ülke futbolları gibi kendimize has oyun sistemlerimiz olmadığı için EURO 2020’den büyük bir hayal kırıklığı yaşayarak elimiz boş döndük. Bunları yaşamamak ve ülkemizde futbolun daha sistemli ve kaliteli hale gelmesi için daha çok eğitimli antrenöre ihtiyaç vardır. Öncelikle eğitim ücretleri makul olarak ülkenin şartlarına göre rakamlar aşağı çekilmeli ve antrenör eğitim sayısı arttırılmalıdır. Bunlara paralel olarak yerel yönetimler de vatandaşların daha fazla futbola ve spora teşviki için semt sahalarının yeniden çoğalması konusunda çalışmalar yapması gerekir. Özellikle okul çağındaki çocuklar başta olmak üzere her yaşta vatandaşın spora kolayca ve ücretsiz katılımı sağlanmalıdır. Halkın futbol oynaması ve izlemesi için daha az bedeller ödemesi gerekir. Böylece toplumun spor kültürünün gelişmesinin önü açılmış olur.
Sağlıcakla ve sporla kalın.