ALTTA KALAN ALTYAPI
Bir önceki yazımda da bahsetmiştim geniş ayrı bir şekilde altyapı konusunu ele alacağımızı. Biraz apar topar oldu ama yine daha çok araştırarak yine ele alacağız. Ülkemizde ve dünyada en popüler spor branşı hiç kuşkusuz futbol. Nadir ülkelerde kendilerine has branşlar daha ön planda. Örnek verecek olursak, Amerika‘da basketbol ve amerikan futbolu biraz daha ön planda.
Ülkemizde ise hep ata sporumuzdur diye övündüğümüz güreş fakat ne hikmetse ilgi ve alaka olarak futbolun hep gerisinde kalmıştır. Üstüne üstlük ülkemize en çok madalya ve başarı getiren branş olmasına rağmen. Hindistan bile güreş için çektiği Dangal filmi ile ülkede ne kadar çocuk ve gencin ilgisini çekerek bu spora katkı ve katılım sağlamıştır. Bizde ise en fazla olimpiyat ya da dünya şampiyonu olan güreşçilerimizi reklam ya da kamu spotunda oynatmaktan ileri gitmemektedir.
Gel gelelim en fazla paranın döndüğü futbolda en az harcama yapıldığı yönetimlerin çoğunun elinin titrediği altyapıya. Önceki yazımda da bahsettiğim gibi popülizm ve sabırsızlığın üstüne taraftar ve camia baskısı neticesinde heba olan altyapılar. Düşünsenize A takımda milyon dolarlar konuşulurken, altyapı hocalarının asgari ücrete talim ettiği birçok süper lig ekibi var. Onu da geçtik, fedakarlıklarının karşılığı olarak heba olan emekleri.
Bu olumsuz durumu sadece yönetimlere yüklemek de haksızlık olur. Evet en büyük sorumluluk onlarda. Ancak ülkemizde ekonomik durum ve geri kalmış bir spor kültürünün de alt yapılara büyük zararı olmaktadır. Çünkü bir genç 15-16 yaşına geldiği zaman, yaptığı branş ne olursa olsun en büyük sıçrama yapacağı basamağa gelmiştir. Ancak bu gençten emek veren hocalarının beklentisinde daha çok ailesinin de beklentileri vardır. İyi bir üniversite kazanması, güzel bir meslek sahibi olması gibi. Ailenin ekonomik durumu kötü ise beklenti daha aşağıda kalır ve en kısa yoldan bir işe girip eve ekmek getirmesi gibi.
Altyapılarda sezon öncesi yapılan seçmelerde katılım yapan sporcuların biraz farklı bir benzetme olacak ama; kumaşına bakılır ve bu kumaştan iyi bir gömlek çıkabilecek sporcular seçilir normal şartlarda. Ancak yönetimlerin altyapılara sağladığı kısıtlı imkanlar nedeni ile alt yapıların fedakar ve cefakar hocaları kumaştan ziyade gömleğe bakarak karar vermek zorunda bırakılmışlardır. Yani Doğu ve Güneydoğu‘dan ya da herhangi bir kent takımına uzak ilden getirilen ve fizik kas yapısı olarak daha ileri düzeyde olan bir sporcuyu barındırma masrafları altyapılara gerçekten büyük külfet sağladığı için sporcu geri gönderilmektedir. Böylece kaybeden malesef Türk sporu ve sporcusu olmaktadır.
Futbol üzerinden konuya eğilmemin en büyük sebebi, maddi açıdan en büyük rakamların döndüğü halde altyapılar bu kadar önemsiz bırakılmışken amatör branşları düşünemiyorum bile.
Bir de yönetimlerin en büyük yanlışı, yurtdışından alt yapısını almış gurbetçi futbolculara az gibi görünen ama heba edilen paralar. Bu tamamen hazıra konmak ve altyapıya verilen en büyük zarar. Sanki bizim altyapı hocalarımız sporcu yetiştirmekte yetersiz de, Türkiye‘de üst düzey sporcu çıkaramayacakmış gibi. Allah‘tan son dönemlerde büyük kulüplerin başına gelen maddi sıkıntılardan dolayı genç oyunculara şans verildi de ülkemizde başarılı futbolcu nasıl çıkarılmış onu öğrendik. Bu badireye düşmeden de altyapıya en güzel başarı hikayesi olarak Altınordu kulübünü örnek verebiliriz.
Netice olarak altyapıları daha verimli hale getirmek için; Sabır, güven, altyapı hocalarının ve çocukların maddi durumları ile beraber en önemlisi, ülkemizde spor kültürünün daha üst çıtaya çıkarılarak bu ülkede her branşta dünyanın en elit sporcuları çıkarılacaktır. Saygı ve sevgilerimle. Sporla, sağlıkla kalın.