SAVAŞ VE SİYASETİN ESİRİ SPOR DÜNYASI
Savaş; devletlerin, aralarındaki ekonomik ve siyasal anlaşmazlıklar vb. Nedeniyle, siyasal ilişkilerini keserek, birbirlerine karşı ordularıyla giriştikleri silahlı mücadeledir. Ancak savaşta çocuk, kadın, hasta ve yaşlı ayırt etmeden insanların öldürülmesi ise savaş değil katliam ve soykırımdır.
Yaklaşık 2 yıldır devam eden Rusya ve Ukrayna savaşını başından itibaren Uluslararası Olimpiyat Komitesi (CIO), FIFA, UEFA başta olmak üzere dünya spor örgütlerinin aldığı haksız ve yanlı kararları sonrası bu konuda bir yazı kaleme almak istemiştim. O dönem pek fırsat bulamamıştım. Neredeyse bir aya yaklaşan ve isminin savaştan çıkıp soykırıma döndüğü İsrail’in Filistin üzerindeki katliamları sonrası dünya spor örgütleri ve spor medyasının üç maymun oynamasına hep birlikte şahitlik ediyoruz.
FROM RIVER TO SEA (NEHİRDEN DENİZE)
Yazımızın başlığının ilham kaynağı ise İngiltere’den geldi. İngiltere Futbol Federasyonu, bazı futbolcuların sosyal medya hesaplarında “nehirden denize” ifadesini kullanmaması için kulüplere yazı göndereceği haberi manşetlere düştü. Federasyon kaynaklarının basında yer alan açıklamasında, “Dikkatli bir değerlendirmenin ardından, bu ifadenin birçok kişi için saldırgan olduğu ve futbolcular tarafından sosyal medya paylaşımlarında kullanılmaması gerektiğini belirtmek için tüm kulüplere yazı göndereceğiz” denildi. Ürdün Nehri ile Akdeniz arasındaki topraklara atıfta bulunan ifade, Filistin’i desteklemek için kullanılıyor.
İsrail’in Filistin üzerindeki soykırımı devam ederken uluslararası spor örgütlerinin nasıl bir karar alacağını merakla beklerken akıl ve vicdandan yoksun verilen kararlar bizi şoka uğrattı. Bariz bir soykırımın tarafı olan İsrail’e spor organizasyonları üzerinden yaptırım beklerken aksine İsrail’i koruyucu önlemler alınması dünya siyasetinin kirli yüzünün spor üzerindeki etkisini de bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Alınan bazı kararlara göre: UEFA İcra Komitesi, bir sonraki duyuruya kadar İsrail’de hiçbir UEFA maçının oynanmamasına karar verdi. İsrail topraklarındaki mevcut emniyet ve güvenlik durumunun kapsamlı değerlendirmesi sonrasında, bir sonraki duyuruya kadar İsrail’de hiçbir UEFA maçının oynanmamasına karar verdi.(19 Eki 2023)
UEFA, EURO 2024 Elemeleri’nde mücadele eden İsrail’in grubunda yapacağı 2 maçın Macaristan’da oynanacağını açıkladı.
Aynı dünya spor örgütleri Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş ve ülkemiz için aldıkları kararlarda ise: Futbolda Rus Milli Takımı ve kulüpleri 2022 yılı için menedildi. 2022 Erkekler Dünya Kupası play-off turu maçları, Kadın Milli Takımı’nın 2022 Avrupa Kadınlar Futbol Şampiyonası, Spartak Moskova’nın UEFA Avrupa Ligi maçları iptal edildi. Rus Milli Takımı’nın ve kulüplerin futbol birliklerine olan üyelikleri geçici olarak dondurulurken sponsorluk anlaşmaları da bir bir iptal edilmeye başlandı. UEFA ve Alman takımı Schalke 04 Rus firması Gazprom ile olan sponsorluk anlaşmalarını feshettiğini açıkladı. 2021-2022 yılı Şampiyonlar Ligi finali Rusya’nın St. Petersburg şehrinden alınarak Paris’e verildi.
Formula-1 Rusya Grand Prix’i iptal edildi. Tenis, kış sporları ve yüzme gibi uluslararası bir çok spor branşlardan men edildi. Bu konuda Rusya’ya yapılan tek taraflı yaptırımların neden Ukrayna’ya da yapılmadığı noktasında değiliz. Aksine eğer spor dostluk ve barış ise savaştan beslenen büyük devletlerin kışkırtmasıyla karşılıklı yapılan bu savaşın bedeli neden sporculara kesiliyor. Üstelik bu kararlar haksız ve tek taraflı veriliyor. Beklentimiz hiçbir ülkenin spor faaliyetlerinin yaptırıma uğramadan devam etmesidir. Ama tek taraflı alınan bu kararlar dünya spor örgütlerinin ne kadar büyük güçlerin kirli ilişkilerinin pençesinde olduğunu ortaya koyuyor. Başta Uluslararası Olimpiyat komitesi(CIO) olmak üzere FIFA, UEFA ve onun gibi dev spor kuruluşları şike ve rüşvet skandalları ile zaten yeterince batağa sağlanmıştı.
Geçmişte ülkemizde de bazı olaylar sebebiyle bu kadar ağır olmasa da bir takım yaptırım ve uyarılara maruz kalmıştık. Fazla detaya girmeden söylemek gerekirse, ülkemizin maruz kaldığı terör saldırılarına karşı yürüttüğü sınırlarımız ve sınır ötesi operasyonlar sırasında yapılan müsabakalarda, milli sporcularımızın asker selamına bile tahammül edemeyen piyon spor örgütleri uyarı ve yaptırım tehditleri ile ayar vermeye çalıştılar. Yine aynı durum Azerbaycan Ermenistan arasında geçen Karabağ savaşında da yaşandı ama neyse ki herhangi bir ceza gelmedi. Bir de bizim Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti meselemiz var. Kıbrıs Rum tarafı tüm uluslararası spor organizasyonlarında yer alırken bahsettiğim bu kuruluşlar Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımamazlıktan ve görmemezlikten gelmiştir. Peki bir asırdır dünyanın hemen her yerine askeri üsler kurarak birçok ülkede iç savaş çıkaran Amerika için neden bir yaptırım söz konusu değil! Fakir Afrika ülkelerinde soykırım yaparak sömüren Avrupa ülkeleri içinde yine aynı örgütler ve dünya spor medyası kör dilsiz ve sağır kalmıştır.
Çocuk kadın yaşlı demeden binlerce insanın katledildiği savaş ortamında spor örgütleri vicdani yoksunluk içerisinde taraflı davranırken tüm dünyada vicdanı sahibi, taraflı tarafsız, dini, dili, ırkı ve mezhebi ne olursa olsun tribünleri dolduran birçok taraftar zalime karşı dimdik ayakta durmuş ve tepkilerini dile getirmişlerdir. Peki son olarak soruyorum size! Uluslararası spor örgütlerinin bu kadar batağa sağlanmışken, sporun dostluk ve kardeşlik olduğundan nasıl bahsedebiliriz?
Sağlıcakla sporla ve vicdanla kalın...