Dolar 34,5514
%0.26
Euro 36,4542
%0.29
Altın 2.964,860
%1.01
Bist-100 9.142,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

BU MAYIS ÇOK SICAK GEÇECEK!

Ülkemizin geleceğini belirleyecek olan genel seçimin 14 Mayıs’ta olması ve Süper Lig’de ise son haftalara girilmesi ile birlikte hem sporda hem de siyasette tansiyon ve gerilim iyice yükselmiş durumda. Tabii siyaset konusuna girmek haddimize olmadığı için o konuyu uzmanlarına ve halkımıza havale ederek ülkemiz için hayırlısını dilemekten başka yazacak sözümüz yok.

“ÖZELLİKLE FUTBOLDA HEYECANDAN ÇOK OLUMSUZ NE KADAR DUYGU VARSA ONLARI YAŞIYORUZ”

Süper lig’de final haftalarına girdik. Zirve mücadelesinde ve kümede kalma savaşında tansiyon iyice yükselmiş durumda. Dikkatinizi çekerim! Heyecan kelimesi yerine tansiyon ve gerilim  gibi olumsuz kelimeleri kullanıyorum. Çünkü heyecan duygusunun içerisinde genellikle sevinç, gurur ve mutluluk gibi masum hisleri barındırır. Ama gelin görün ki bizim ülkemizde özellikle futbolda heyecandan çok olumsuz ne kadar duygu varsa onları yaşıyoruz.  Gelişmiş ve sporda kalitenin sağlandığı ülkelerde insanlar futbol müsabakalarında keyif alırken ülkemizde ise futbol kelam edilince insan strese giriyor. Zaten adaletin ve hakkaniyetin olmadığı yüksek meblağ paraların döndüğü bir sektörde mutluluk aramak abesle iştigal olsa gerek.

“VAR KAYITLARININ MAHREM TUTULMASININ SEBEBİ HAKEMLERİ KORUMAK MI YOKSA YAPILAN YANLIŞLIKLARI ÖRTBAS ETMEK Mİ?”

  Sezonunun henüz başlangıcında bir kaç hafta geçmişti ve kaleme aldığım yazıda ligin ne kadar keyifli ve heyecanlı olduğunu, yenilen takımın da galip gelen takımın da taraftarlarının memnuniyetinden bahsetmiştim. Ne olduysa Dünya Kupası’ndan dolayı verilen aradan sonra  oldu. Ligimiz fabrika ayarlarına döndü! Galip gelen de memnun değil mağlup olan da! Çünkü ortada bir yangın var bu yangını söndürmesi gereken TFF başkanı ve yetkilileri genel olarak izliyor, arada göstermelik de olsa koca yangını üfleyerek soğutmaya çalışıyor. Bu yangının odun taşıyanlar ise başta MHK hakemleri ile şampiyonluk yarışı içerisinde bulunan kulüp başkan ve idarecileridir. Gelişen teknolojiye rağmen hala göz göre göre bariz hatalar yapılıyorsa, tutarsız verilen kararlardan dolayı ligde standart yoksa,  hakem atamalarından kimse memnun değilse federasyon yetkilileri ve MHK yönetimi kendini bir sorgulamalı. Ama hepsinin arkasına dayandığı sağlam referanslı olan bu hakemler ile ne kadar özeleştiri yapabilir muamma! Gerçi federasyon disiplinli bir yönetim sergileyerek adaleti sağlamak yerine camialara şirin gözükme çabası içerisine girmiş durumda. Üstelik VAR kayıtlarının ellerinde olduğunu ve açıklayacakları tehdidini savuran kulüp yöneticileri olmasına rağmen. VAR kayıtlarının mahrem tutulmasının sebebi hakemleri korumak mı yoksa yapılan yanlışlıkları örtbas etmek için mi? Takdiri sizlere bırakıyorum.

“AİDİYET DUYDUĞUMUZ CAMİA İÇİN ADALET İSTERİZ AMA KONU DİĞER RAKİPLERİN ADALETİ OLUNCA GÖZ ARDI EDERİZ”

 Kulüplerin çok sık antrenör değiştirmesine ve her sezon kadroyu baştan aşağı değiştirerek futbolcu israfı yapılmasına aşinayız.  Şimdi ise sezonda 2 defa MHK başkanı değişiyor! Sanırım yeni akım ise, sezonda iki defa MHK başkanı ve iki yılda bir federasyon başkanı değişmesi. Tabiri caizse tepeden tırnağa kimse memnun değil bu gidişatdan. Taraftarlar, futbolcular, antrenörler, kulüp yöneticileri ve başkanları hatta TFF yönetimi ve başkanı bile memnun değil.  İşin tuhaf yanı ise bu kadar memnuniyetsiz ortamda kimse de vazgeçmek istemiyorum bu sevdadan! Peki bu memnuniyetsizliğin kaynağı nedir diye biraz kafa yoracak olursak o kadar çok madde var ki! Bunların başında, toplum olarak başkasını eleştirmeye gelince mangalda kül bırakmayız ama özeleştiriye gelince hiç oralı olmuyoruz. Başarısızlıktaki kendi payımızı hiç hesaba çekmezken diğer etkenlerin canını okuyoruz. Aidiyet duyduğumuz camia için adalet isteriz ama konu diğer rakiplerin adaleti olunca göz ardı ederiz. Eğer futbolda ve hayatımızın diğer alanlarında adalet istiyorsak, bu isteğimiz kulüp ve camiaları bireysel olarak değil toplumsal olarak kapsamalıdır.

Netice olarak günün sonunda kazanılan başarı ya da şampiyonluk, diğer rakip ve camialar tarafından takdir edilip kabul görmüyorsa, şampiyonluğu kazananın kim olduğunun ne önemi var! 

 Sağlıcakla ve sporla kalın.