PANDEMİ DÖNEMİ SPOR VE DEVLET POLİTİKASI
Çin‘in Wuhan şehrinde başladığı iddia edilen ve tüm dünyaya kısa zamanda yayılması ile bir anda tüm dünyayı etkisi altına aldı. Tabiri caizse virüs yayıldıkça dünya durdu, durmak zorunda kaldı. Dünya tarihinde geçmiş asırlarda da bu tür salgınlar ortaya çıkmış ancak şimdiki gibi ulaşımın kolay ve hızlı olmamasından dolayı, genelde çıktığı bölgede etkili olmuş ve daha fazla yayılmadan kaybolmuştur. Tabi bu salgının çıkışı, yayılması, ve aşısının bulunmasına paralel mutanta uğrayarak birçok variant ortaya çıkartması kafalar da birçok şüphe ve soru işareti bırakmaktadır. Gerçekten doğal bir salgın mı yoksa laboratuvar ortamında mı yapıldı? Neyse konumuz bu değil!
Asıl konumuz bu ve buna benzer salgınlarda spor yapmanın toplum olarak ne kadar işimize yarayacağı. Bu salgın gribal enfeksiyon gibi üst solunum yoluyla başlayıp daha sonra akciğerlere inerek şiddetli öksürük başta olmak üzere birçok belirti gösterir. Hastalığı atlatanların genel olarak akciğerlerinde hasar bıraktığı yapılan araştırmalarda ortaya çıkmıştır. Ancak profesyonel ya da düzenli olarak spor yapanların, bu hastalığı daha rahat atlattıkları ve akciğerlerinde minimum yada hiç hasar olmadığı görülmüştür.
Covid-19’a yakalanan 50.000 kişi üzerinde yapılan bir araştırmaya göre az da olsa sportif faaliyeti olanlar, hiç olmayanlara göre bu hastalığı çok daha hafif atlatıyor. Düzenli spor yapanlarda da hastalığın ciddiyeti en düşük seviyede kalıyor. Ülkemizde Ege ve Kars Kafkas üniversitelerinde yapılan bir araştırmada ise bilim insanları, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sürecinde sporcularda depresyon, anksiyete ve post travmatik stres bozukluğu belirtilerine daha az rastlandığını tespit etti. Bu araştırma da gösteriyor ki düzenli spor yapmanın psikolojik travmaları da bertaraf ettiğini bilimsel olarak kanıtlıyor.
Bahsettiğim ve buna benzer birçok bilimsel araştırmalar, düzenli spor yapmanın sıradan hayatımız dışında böyle olağan dışı koşullarda da bedensel ve ruhsal olarak nasıl güçlü geçirdiğimizi ortaya koyuyor. Neticede bu salgın bitse bile ilerleyen yıllarda farklı başka bir salgın olmayacağının garantisi yok. Yakın geçmiş tarihte Sars, Ebola, Corona, H1N1 ve H5N1 gibi virüsler, 21. yüzyıla damgasını vururken, özellikle son 15 yılda binlerce kişinin ölümüne yol açtı.
Devletimiz sağlık konusunda şimdiye kadar, diğer birçok ülkelere göre vatandaşına gerekli hizmeti verme başarısını gösterdi. Bu salgın dönemi bize gösteriyor ki, gelecek yıllarda bu tür salgınlarda toplum olarak bedensel ve ruhsal olarak daha güçlü ayakta durmamız için düzenli spor yapma kültürümüzün bir devlet politikası haline gelmesi gerekiyor. Böylece devletimiz önleyici bir tedbir almış olur, sağlık bütçesi rahatlar ve daha konforlu bir hizmet sunar. Zaten yok denecek kadar az olan düzenli spor kültürümüz de bu sayede gelişmiş olur.
Sağlıcakla ve sporla kalın.