Dolar 34,5037
%0.13
Euro 36,4658
%0.32
Altın 2.955,730
%0.7
Bist-100 9.101,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

DÜNYA BEŞTEN BÜYÜK MÜ?

Siz de bu 19 yılda çok iş başardınız. Önceki yazılarımı okuyanlar bilirler, birçok kez “kazanımlarımız” diye belirttiğim gerek Savunma Sanayinde gerek enerji yatırımlarında gerek dünya politikasında ve daha birçok konuda ülkeyi bambaşka bir noktaya taşıdınız. Hedefler koydunuz ve o hedeflere milletle birlikte yürüme sözü verdiniz. Her seferinde millet size güvendi, bir daha bir daha bir daha iktidara getirdi.

“One Minute” dediğiniz gün, milletin onuru kabardı. Türk milleti 90’lı yıllardaki ölü koalisyonlardan bıkmış, uluslararası arenada ciddi itibar kaybetmişti. Sizin de her fırsatta kürsüden bahsettiğiniz, bir tabanca bile almak sorundu bu ülke için. Terörle mücadele edebilmek için, İsrail’in istihbaratına, ABD’nin silahına ihtiyacımız vardı her daim. Öyle bir zamanda öyle bir çıkış yaptınız ki; “one minute” ile dünya lideri dediler sizi sevenler. Milletin kendine güvenini tazelediniz, içindeki Türk liderliğini uyandırdınız milletin.

IMF’ye olan borcu ödeyip bitirdiğinizde size oy verenler, haklı bir gurur yaşadılar. Çünkü size olan inançlarında haklı olduklarını gördüler.

Gezi olaylarında, 28 Şubat MİT krizinde, 17-25 Aralık sürecinde ve en önemlisi de 15 Temmuz gecesi gerçekleştirilen işgal girişiminde. Bir sözünüzle milyonlar sokağa döküldü ve tek bir sözünüzle aylarca sokaklarda Demokrasi Nöbetleri tuttular. Her zaman arkanızda durmaktan, gurur duydular.

BM kürsüsüne çıkıp, dünyayı yönettiğini sanan 5 büyük devletin gözlerinin içine baka baka meydan okuyarak “Dünya beşten büyüktür” dediniz. Benim şahsi fikrim, dünya tarihine geçecek bir cümleydi. Politikalarınız yaptıklarınız da bu sözünüzü destekliyordu. Gurur duyuyordu bu millet sizinle.

Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ile Suriye’deki operasyonlarda, Pençe Operasyonları ile Irak’ta, Libya’da, Karabağ’da içimizdeki hainlere rağmen her an yanınızda dimdik durdular. Siz de milletinizden aldığınız bu güçle Doğu Akdeniz’de yedi düvele karşı dik duruşunuzu korudunuz. “Milletimin hakkını emperyalistlere yedirmem” dediniz.

Artık uluslararası arenada itibarımız var diyordu bu millet, Türkiye Türkiye’den yönetiliyor artık diyordu.

Ne oldu da bir anda, DSÖ’nün her kararını dünyada ilk uygulamaya çalışan ülke olduk. IMF’yi bu ülkeden kovan sizler değil miydiniz de yan şubesi DSÖ’yü ülkede cirit atar hale getirdiniz.

“Milletimin hakkını emperyalistlere yedirmem” diyen siz değil miydiniz? Ne oldu da şimdi DSÖ milletin sağlığı ile deneyler yapıyor üstelik buna bizim sağlık bakanımız ve Türk Tabipler Birliği ön ayak oluyor.

“Türk Tabipler Birliği milli davranmıyor” diyenler siz değil miydiniz? Ne oldu da şimdi TTB’nin bir dediğini iki etmiyorsunuz? Siz değil miydiniz “aşı gönüllülük esasına göre uygulanacak” diyen? Ne oldu da 15 milyona yakın Türk vatandaşı sırf denek olmayı reddettiği için bugün uçakla otobüsle seyahat edemiyor?

“Dünya beşten büyüktür” sözüyle tarihe geçmek varken, ne oldu da “küresel dünyada yerimizi alacağız” diyerek, küreselcilere karşı duruşunuzu değiştirdiniz?

Belarus Devlet Başkanı kameraların karşısına geçiyor ve “IMF bize ödenek verme teklif ediyor ama karşılığında, ‘salgın yasaklarını uygulayın ekonominizi durdurun’ diyor. Bunu asla yapmayacağız” diye açıklama yaparken, biz bir Belarus kadar olamıyor muyuz?

Bolsonaro, ülkesinde küresel oyuna izin vermemek için mücadele ederken ve çıkıp “ben aşı olmadım” derken biz bir Brezilya kadar gelemedik mi?

Sayın Cumhurbaşkanım; bu millet sizi dik duruşunuzla sevdi, seçti, baş tacı etti. Sizin de dediğiniz gibi 2023 seçimleri Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kritik seçimleri olacak. Daha önceki yazılarımda da birkaç kez çağrıda bulundum; bir kez daha sesleniyorum sizlere.

Türkiye’nin 20 yıllık kazanımlarını gelin hep birlikte koruyalım. Zira genelgelerle koyduğunuz bu yasaklar, sizlere ciddi oy kaybı yaşatıyor. TTB’nin ve muhalefetin oyununa gelmeyin, aşı uygulamaları gerçek anlamda gönüllülük esasına göre yapılmalı. Birçok insan işinden oldu, aşından oldu. Bu zulme dur diyecek kişi sizsiniz.

İktidarınızın sarsılması durumunda kaybedecek olan sadece siz değil Türkiye olacaktır. İstanbul’un hali ortada, bu muhalefet kafasıyla ne enerji yatırımları kalır, ne savunma sanayii kalır ne de itibar kalır.