LİG İPTAL EDİLSİN!
Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik mi? Bilmiyoruz. Aslında kimse bilmiyor, bilemez de. Ancak bir gerçek var ki, evden çıkmadığımız her an, her gün, her hafta daha iyiye gidiyoruz. Peki nereye kadar? O da belirsiz.
AVM‘ler açıldığı için bir şeylerin düzeldiğini falan zannetmeyin. Sadece sıkışan ve patlamak üzere olan ekonomiyi biraz olsun rahatlatmaya çalışıyorlar. Olan bu. Virüs bizi hangi noktaya getirdi ve getirecek, hala bunu anlamak için zamanımız var.
Ancak; ilginç olan bir şey var. Dünya medyası ve bir takım devletler, medyaları ve aktivist yahut kanaat önderleri vasıtası ile sürekli bir virüs propagandası yapıyorlar. Tabiiki Çin üzerinden. Çin virüsü, yarasa yiyen Çinli kız, Çin, Çinliler, Wuhan, Yarasa, bir daha Çin, bir daha Wuhan vs… Gobbels gibi davranıyor dünya medyası. Bizde de bu tip açıklamalar yapan TV medyası yok değil. Yani virüs bir yana, mesele Çin‘i itibarsızlaştırmak ve ekonomik anlamda büyümesine dur demek için yapılan bir takım propaganda çalışmaları tüm hızıyla yürüyor, yürütülüyor. Bunu şahsen doğru ve etik bulmuyorum. Yükümlülük kimin? Çin‘in mi? Yoksa ABD‘nin mi? Ya da Fransa? İspanya? İngiltere? Belki de Rusya?... Veyahut hepsi!
Bunu bilemeyiz. En azından şuanda. Ancak Çin üzerinde oynanan açık ve bariz bir kara propaganda saldırısı mevcut. Uygur Türkleri‘ne yaptıklarından dolayı Çin‘i ve Çinliler‘i asla sevmem, sevmeyeceğim. Ama bu konunun bununla zerre alakası yok. Hem sanki Çin, soydaşlarımıza, Türkler‘e saldırıyor da, ABD ve Avrupa çok mu masum? Elbette senin ki benden kara! Mesele burada bizim nerede durmayı tercih edeceğimiz. Çin karşısında ne tavır alacağımız önemli. Artık ABD ve Avrupa‘ya karşı ne tür bir tavır takınacağımızı düşünen yoktur herhalde. Zira kalkıp inen uçak sayısı, Avrupa devletlerinin sayısından fazla.
Gelelim TFF‘nin ligi oynatma kararına. Ne dedi TFF? 12 Haziran‘da ligi başlatacağız. Peki, tamam. Sağlık Bakanlığı ne dedi peki? Sorumluluk size ait o zaman, ben karışmam. Haydaaa!... Ne oluyoruz? Bu ne demek şimdi? Sağlık Bakanlığı diyemiyor yani, “Oynayın, sakıncası yok!” Eee? O zaman, neden oynatma kararı alındı? Neden iptal edilmiyor? O kadar emek verdik diyenler var sağda solda okuyoruz! Ne emeği kardeşim? Hangi emek? Emek tarlada verilir, fabrikada verilir, atölyede verilir, sanayide verilir! Futbol sahasında koşup, top teperek senede milyon TL kazanılan şeye emek mi denir? Saçmalığın dik alası! Hadi diyelim ki, emek var. Hadi gerçekten bir emek verildi! Eeee, ne yapalım yani? Emek verildi diye, riske mi girsin insanlar. Futbolculardan ve hokkabaz hoca yahut yöneticilerden bahsetmiyorum. Hepsi de hokkabaz değil elbet. Onlar kendilerini biliyor. Ama malzemeci, aşçı, şoför, masör, temizlikçi vs… Onları kim koruyacak? Maaşlarını vermiyorsunuz yeri geliyor. Bu adamlar hastalanırsa haberimiz olacak mı? Hadi haberimizin olmasını boş verin, nasıl verecekler hesabını? Hele ki Allah korusun ama; ya birisi ölürse? O zaman ne diyecek bu “Oynansın” diyen zevat? Hiçbir şey tabiki. Ne olabilir ki!? Olan garibana olacak. Her zaman ve her devirde olduğu gibi.
Yok arkadaş! Bu ortamda lig mig olmaz! Olmamalı. Oynatılmamalı! Kimi şampiyon ilan edecekseniz edin. Fatih Terim de böyle demişti değil mi? Şimdi sus pus! Galatasaray Kulübü bile ne Fenerbahçe‘ye, ne Beşiktaş‘a, ne Ankaragücü‘ne, ne de Sancaktepespor‘a geçmiş olsun diyemedi. Neden? Ligler iptal edilir medilir, neme lazım! Bugün yazmışlar, toplu olarak geçmiş olsun diye. Zahmet olmuş! Bu vaziyet hiç hayra alamet değil bilesiniz. Allah sonumuzu hayır etsin inşallah!