DEVLET AKLI VE ORTAKLARI
Victor Hugo -Sefiller….
Bazıları devlet aygıtının fabrika ayarlarına döndüğünü söylüyor. Kimileriyse devletin malum güç odaklarının yörüngesinde olduğuna iman ediyor. Mevcut hükümetin tutsak olduğu düşüncesi ve tutsak edicilerin Devlet Bahçeli ve Doğu Perinçek cephelerinin asker, bürokrasi, derin yapılar ile hükümeti tamamen kuşattığı konuşuluyor…
Bunlara güncel komplolar demek elbette mümkün değil…
Ancak mesele hükümetin artık deneyecek başka rotası, tezi olmamasından kaynaklanıyor. Mesele hükümet için deniz bitti noktasıdır. Mevcut yapılanma artık topluma verecek şeyi kalmamasındandır.
Ve umudun bitti yerde çöküş başlar…
Şüphesiz her devletin derin aklı vardır ve bu aklın tezleri salt günlük değil ama daha kapsamlı işler organize etme adına çalışır. Ulusal ve uluslararası noktada işlerin iyi gitmediği aşikâr…
Meselenin yeni bir vizyonda saklı olduğu ve bu vizyonun toplumsal dengeleri kapsayacak bir seçenekle ancak vücut bulacağı arka kapılarda konuşulmakta elbette…
Eski dengeler kül olurken, yeni dengeler doğmaya mahkûmdu şüphesiz, ancak bu dengede içinde var olmak adına seçenek olmak işin temel momentidir.
Gerçekte işin özet ve şifresini 1867 yılında Namık KEMAL yazmıştı…
HÜRRİYET KASİDESİ
Cellâdın can yakan kemendi acımasız bir ejder bile olsa, yine bin defa esaret zincirinden daha iyidir.
Felek her türlü eziyet yollarını toplasın gelsin, millet yolunda hizmetten dönersem kahpeyim.
Bu yolda çektiğim acılar, sıkıntılar anılsın; bunun en basit zevki bile vezirlikten, sadrazamlıktan daha iyidir, yücedir.
Vatan, bir vefasız alaycı sevgiliye dönmüş, aşkına bağlı olanları gurbet acılarından ayırmıyor.
Korkudan, yalvarma yakarmadan uzağım; benim yanımda görevim menfaatimden, hakkım hükûmetin kötü niyetlerinden daha üstündür.
Ey zalim! Milletin yiğitleriyle mücadeleden sakın; senin zulmünün kılıcı hamiyet kanının ateşi karşısında erir.
Zulüm ile, işkence ile hürriyeti ortadan kaldırmak ne mümkün; eğer kendinde bir güç görüyorsan insanoğlundan idraki kaldırmaya çalış.
Gönülde çalışma gevheri, elmas cevherine benzer; ağırlığın tesirinden, baskının şiddetinden ezilmez.
Ey hürriyetin güzel yüzü, sen ne büyüleyici imişsin. Gerçi esaretten kurtulduk derken senin aşkının esiri olduk.
Şimdi kalbi fethedecek güç sendedir, güzelliğini gizleme; güzelliğin, milletin nazarlarından ebediyete kadar uzak kalmasın.
Ey geleceğin umudu, sen ne can dostuymuşsun; dünyayı bütün üzüntü ve sıkıntılarından kurtaran sensin.
Hükmetme çağı senindir, hükmünü dünyaya geçir; Allah yüceliğini her türlü belâlardan korusun.
Ey yaralı kükreyen aslan, senin gezdiğin güzel sahralar zulmün köpeklerine kaldı, artık gaflet uykusundan uyan!
Namık KEMAL