Deniz bile serinletmiyor
Bu kodu aldıysanız, tekrar almanıza gerek kalmadan yaklaşık 1,5 yıl geçerli olacak şekilde, “Ben pozitif değilim “demiş oluyorsunuz. Bu yüzden de kamu binalarına girişte, devlete bağlı ya da özel kurs, akademi, eğitim kurumları vb. ‘de size sorulan bir kod, girdiğiniz binada sağlık güvenliğini maksimum noktaya çekmek için soruluyor. Eğer HES koduna sahip değilseniz, içeri giremiyorsunuz. Kurs hizmetlerinden faydalanamıyorsunuz. Tamam, iyi güzel. Demek ki bu HES kodu önemli ve gerekli. Hele ki toplum sağlığı için. Peki ya son 1 aydır kamyon kasalarında oraya buraya servis edilen, doğu sınırından elini kolunu bacağını sallaya sallaya giren Afgan sığınmacılar? Onların HES kodu var mı? Bu konu hakkında bir kamuoyu açıklaması var mı? Bir bilgilendirme var mı? Ben duymadım, görmedim, bilmiyorum. Zaten bir yetkili çıkıp diyemez, “kardeşim, Afganistan da test edip, negatif çıkanları alıyoruz yurda' diye. Komik olur. Yani şey gibi olur, hani vardı ya “Hiçbir şey olmadıysa da bir şey oldu!” açıklaması? Onunla aynı seviye olur. O yüzd3n olmaz. Gerçi, ormanlarımız ve vatandaşlarımızın evleri çatır çatır yanarken, bir belediye başkanı çıktı ne dedi? Devletimiz öyle güzel evler yapacak ki evi yananlara, evi yanmayanlar “Ah keşke bizim evimiz de yansaydı' diyecekler! Demedi mı? Hakikaten dedi. Vallahi dedi, billahi dedi. Yani böyle şeyler deniyor bu ülkede. Ama şöyle bir şey dilemiyorsunuz mesela: “..................... ................................”. Derseniz canınıza ot tıkamaya hazır ve nazır troll ordusu ve o trollerden artık zerre farkı olmayan yandaş gazeteciler başlıyor top atışına. Seni vuramıyorlar belki, ama zaten amaç vurmak değil, hedef göstermek. Oluyor böyle şeyler. Canım ülkem! Ne olacak bu halimiz bilmiyorum.
Orman yangınları çıkartılmaya başlayalı epey oldu. Hâlâ devam eden ya da henüz başlatılan yangınlarımız da var. Çok acayip. Medya da şimdiye kadar bu yangınları çıkartanlarla ilgili haber gördünüz mü? Yok falan ormanlık alanda şu kadar kişi göz altına alındı! Yok 20 yaşındaki bir şahıs gözaltında falan filân! Yuh yahu yuh! 200’e yakın yangın çıkartıldı. Belli ki birileri yakıyor buraları. Başka bir izahı olabilir mı!? Ama yok! Ne zanlı var ne şüpheli ne de yakalan bir örgüt mensubu! Olabilir mı? Evet olabilir! Mevcut durumdaki bizimki gibi bir ülkede olabilir. Oluyor da! Bekliyoruz! Sayın bakan ‘ın bi açıklama yapmasını Bekliyoruz! Süleyman Bey ‘in “Yakaladık, hepsini tek tek yakalayacağız! Gereken en ağır cezaları almalarını sağlayacağız, demesini bekliyoruz. İnşallah boşuna beklemiyoruzdur.
Peki yanan yerler nereler? Hangi bölgelerde kaç hektar yandı? Yanan bölgelerin turizm potansiyeli, denize yakınlığı manzara boyutları vs neler? Aslında bu tip sorulara bizim gibi ülkelerde verilebilecek cevaplar muhtemelen bellidir. Niye bizimki gibi ülkeler diyorum? Çünkü biz bir inşaat ülkesiyiz. Bizde bilim adamları, sanatkârlar, akademisyenler, duayen zanaatkarlar, yazarlar, aydınlar 3 kazanırken, müteahhitler 30 kazanır. Üstelik sadece müteahhitlik de yapmazlar! Türk futbolunu yönetsin diye TFF’nın başına da geçerler. Çok ilginç bir ülkeyiz çok.
Bir de aklıma gelmişken, yanan ormanları haber yapan programların bazıları şöyle dediler:” şükür ki can kaybı yaşanmadı!” Nasıl yani? İlle insan mı ölmeli sizin ağıları ve güzelim hayvancıkları candan saymanız için! Çüş yahu! İnsan biraz utanır! Gerçi sizin utanmanız olsa zaten TV programı yapmazsınız, o da doğru ya. Kenan Bey de (İmirzalıoğlu), ‘içimiz yanıyor, denize girmek bile içimizi serinletemiyor’ demiş. Çok üzüldüm durumuna. Allah acil şifalar versin kendisine. Çok ihtiyacı var.
Son olarak, ormanlarımızı her kim, kimler, hangi örgüt veya şirket(!) Yahut fırsatçı ağababalar yaktı ise, ne bu dünyada, ne de ahirette gün yüzü göremesinler inşallah!