Ümraniye’nin 6 mahallesine imar müjdesi veren Aykut Erdoğdu’dan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür! ‘Tayyip Bey 2B Yasası’nın çıkararak vatandaşı...’

Yoğun katılımın olduğu toplantıya; CHP Ümraniye İlçe Başkanı Hakan Kızılelma, Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’un Danışmanı Buğra Gökçe, 2B 5 Mahalle Derneği Başkanı Mustafa Demirhan, CHP ilçe yöneticileri, STK temsilcileri ve Ümraniyeliler katıldı.

HAKAN KIZILELMA: “SORUNUN NASIL ÇÖZÜLECEĞİ NET BİR ŞEKİLDE PLANLAR VE PROJELERLE ORTAYA KOYDUK”

“Ümraniye’de 30 yıldır çözülemeyen sorunun nasıl çözüleceği ve bunun güvencesinin nasıl verileceği Belediye Başkan Adayımız Sayın Aykut Erdoğdu tarafından anlatılacak. Bu sorunun devam ettiği 30 yılın büyük bölümünde iktidarda kim var? Her seçimde bu sorunun çözüleceğini vadedenler bu sorunu çözdü mü? Tüm bu soruların cevapları iyi düşünelim. Liyakatli ve tecrübeli kadrolarla bu sorunun köküne inildi ve nasıl çözüleceği net bir şekilde planlar ve projelerle ortaya koyduk.”

AYKUT ERDOĞDU: “BU TOPLANTI KADER ORTAKLIĞINA DAVETTİR”

“Bu konu 30 yıldır Ümraniye’nin en önemli konusudur. Bu işi ciddiyetle çözeceğiz. Bu toplantı seçim öncesi oy avcılığı için yapılmıyor. Yıllarca kandırılmış Ümraniyelileri bir kez daha kandırma çabası değildir. Bu toplantı kader ortaklığına davettir. Türkiye’de ve dünyada itibarı yıpranmış bir kurumun temsilcisi olarak karşınızdayım. Bu kurumun adı siyaset... Siyasetçiler verdikleri sözleri tutmuş olsalardı sizin karşınıza bir krediyle, güvenle çıkmış olacaktım. Fakat fiili durumlar gösteriyor ki seçim öncesi verilen sözler çok tutulacak sözler değil. Ümraniye’ye ilk geldiğimde bu toplantının çok önceden yapılması istendi. ‘Eğer bu toplantıyı yaparsak ve bunu söylersek biz seçimi kazanırız’ dediler. İster kazanalım, ister kaybedelim... Allah hepimizin hakkında hayırlısını versin.”

“DAHA YAŞANABİLİR BİR ÜMRANİYE HAYALİNİ GERÇEKLEŞTİRMEK İÇİN BURAYA GELDİM”

“Ümraniye, İstanbul’un içinde yok olmuş bir ilçe. Buraya geldiğimde ilçeyle ilgili hem araştırma yaptım hem de yaptırdım. Ümraniye’ye sokak sokak hakim olmaya, sorunlarını öğrenmeye çalıştım. Ümraniye doğum büyüdüğüm, bildiğim, yaşadığım yere benziyor. Birçok akrabam da burada yaşıyor. Burayla gönül bağı kurmamın nedenlerinden biri Ümraniye’ye benzer bir yerde yoksul ailede yetişmiş olmam. Bir gecekondu çocuğu olmam dolayısıyla gönül bağı kurdum. Kendi çocukluğumda hangi hayalleri kurmuşsam buradaki her çocuğun da aynı hayalleri kurduğunu düşünerek Ümraniye’yi sahipleniyorum. Ümraniye’miz ne yazık ki sokakları karanlık, tekinsiz, güvensiz, çoğu yerde inancımıza ve değerlerimize ters suçların işlendiği, uyuşturucu sorununun yaygın olduğu ilçe. Tüm bunları temizlemek üzere bu ilçeye geldim. Ümraniye sokaklarını güvenli yapmak, özellikle kadınların, çocukların gece de sokakta rahatça yürüyebileceği, daha yaşanabilir bir Ümraniye hayalini gerçekleştirmek için buraya geldim.”

“ÇOCUKLARIN İYİ VE GÜVENLİ YETİŞMESİ İÇİN ÇALIŞACAĞIM”

“Benim için hayattaki en kıymetli şey çocuklardır. Çocukların daha iyi bir hayat yaşaması, Ümraniye’de her çocuğun amcası, dayısı, dedesi olarak çocukların iyi ve güvenli yetişmesi için çalışacağım. Bunları yapmak için de ilçeye sağlık merkezleri, parklar, oyun alanları, spor tesisleri yapmam lazım. Özellikle spor tesisleri çok önemli. Birçok aile çocuğunu dışarıya bırakamıyor. Aileler çocukları için trafikten, kavgadan, sokakta çocuğa kötü şeyler öğretilmesinden korkuyorlar. Fakat her mahallede çok iyi spor tesisleri olursa bu korkular olur mu? Bunu da çocuklarla yapacağım. Dersleriniz iyi olacak, karnenizi getireceksiniz ben size halı saha, basketbol sahası yapacağım. Okulda öğretmenlerinizle konuşacağım. Eğer yaramazlık yapmamışsanız futbol sahası da yapacağım.”

“KARŞIMIZDAKİ ŞİRKETLERDEN DAHA KURUMSAL, DAHA CİDDİ, DAHA NİTELİKLİ OLACAĞIZ”

“Sadece çocuklar değil... Kadınlar ve yaşlılar için sosyalleşebilecekleri mekanlar inşa etsek kötü mü olur? Taksim’den Ümraniye’ye yarım saatte geliyoruz. Ama Ümraniye girişinden evimize yarım saatte gidemiyoruz. Çünkü mahalleleri kurarken bizim yaptığımız toplantılardan yapmamışlar. 25 bin kişilik mahalle yaparken planlamalar yapılmış, yaşam alanları, belirlenmiş, donatı alanları düşünülmüş, Pazar yerleri tespit edilmiş, otoparklar çizilmiş. Ondan sonra belediye bunları değiştirerek satmış Günün sonunda ne oldu? 25 bin kişilik mahallemiz var ama okul, sağlık ocağı, kreş, otoparkımız yok. Aracınızı park ettiğiniz yerden çıkardığınız an park yeri bulma şansınız yok. Biz bunu yapmayacağız, izin de vermeyeceğiz. Belediye başkanı olduğumda bu sorunları nasıl çözeceğim diye gece gündüz kafa patlatıyorum. Geçmişte görev yapan belediye başkanları 1 lira harcayıp bu sorunları çözmedikleri için biz 10 lira harcamak zorundayız. Bir otopark yapmak için 4 binayı kamulaştırsak bütçenin dörtte biri gidiyor. Kamulaştırmasam insanlar sokağa çıkamıyor. Pazarlar sokakların içerisinde. Komşular pazardan şikayetçi, kaldırılmasını istiyor. Pazarı kaldırsan mahalleli zincir marketlerden daha pahalıya alışveriş yapmak zorunda kalacak. Sorunu çözülemez hale getirdiler. Açgözlü şirketlerle, yolsuz siyasetçilerle iş tutmayacağız. Sadece kavga eden hak sahipleri de olmayacağız. Karşımızdaki şirketlerden daha kurumsal, daha ciddi, daha nitelikli olacağız.”

“BİZ DEPREMDEN DEĞİL, YOKSULLUKTAN ÖLECEĞİZ”

“Yoksulun canının kıymetsiz olduğuyla ilgili bir düşünce var. Sanki biz depremden korkmuyoruz. Sadece lüks yerlerde mi deprem korkusu var? Sadece onlar mı binaların altında kalacak? İstanbul’un kuzeyinde olduğumuz için fay hattı Marmara’dan geçiyor. Bizim zeminimiz sağlar. Olası depremde daha bir yerdeyiz. Ancak İstanbul’da 7.5, 8.0 şiddetinde bir deprem olursa en çok can kaybı verecek ilçelerden bir tanesiyiz. Bizim ölümümüz daha acı bir ölüm olur. Çünkü biz depremden değil, yoksulluktan öleceğiz. Gecekondularımız yapılırken para olmadığı için deniz kumu kullanıldı. Birbirinden ödünç aldığımız tuğlalar kullanıldı. Parmak kadar demirlerle temel atmak zorunda kaldık. Hepiniz bunları biliyorsunuz. Evladımız doğduğunda evimizin üstüne kat attık. Onlarca kat evimiz oldu. Ama binanın gücü o yükü kaldıracak halde değil. Dolayısıyla depreme gerek kalmadan o binalar kendiliğinden yıkılır. O yüzden her gece herkesten çok deprem korkusu yaşıyoruz.”

“VATANDAŞI OY DEPOSU OLARAK GÖRME HALİ VAR”

“Gecekonduda yaşayan biri mülkiyetin ne demek olduğunu çok iyi bilir. Tayyip Bey 2B Yasası’nın çıkararak vatandaşı mülkiyet sahibi yaptığı için Allah ondan da razı olsun. Kim ki bu konuda bir tuğla koyduysa, kim ki sizi tapu sahibi yaptıysa parti gözetmeksizin hepsine teşekkür ediyorum. Peki 2B çıktıktan sonra bu iş neden gerçekleşmedi. Çünkü vatandaşı oy deposu olarak görme hali var. ‘Ne de olsa oyunu bana veriyor, ne desem bana verecek’ hali var. Bu zinciri kırmak için önünüzde bir şans var. Bu işin 4 ayağı var. Birincisi sizlersiniz. Parasını ödeyerek mülkiyete geçen sizler... İkincisi belediye, üçüncüsü şirketler, dördüncüsü de kentliler. Hepiniz çok samimi, tok gözlü, iyi insanlarsınız. Hiçbiriniz benden çok fazla şey istemedi. Hatta fedakarlık ettiğinizi görüyorum. Belediye bağlantılı siyasiler veya siyasi bağlantılı belediyeler var. Bunlar sizinle çok fazla muhatap olmak istemiyor. Çünkü onların sizden alacağı çok fazla bir şey yok. Yoksul insanlarsınız çünkü. Hepinizle tek tek uğraşmak istemiyorlar. Şirketle siyasetçi anlaşmak istiyor. ‘Burada rant var. Onlara da bir şeyler verelim de sussunlar. Bu rantı da aramızda bölüşelim’ diyorlar. Tüm sistem bunun üzerine kurulu. Sizin de onlara ‘tamam çalıyorsunuz da bizim de hakkımız olanı verin’ dediğinizi hissediyorum. Ama bu böyle olmak zorunda değil.”

ÜMRANİYELİLERE MÜJDE!

“Siz mevcut durumda bu evleri yapamadınız. Hem imkan yoktu hem de güzel konuşmalar olduğu kadar bu işlerde teknik konular da var. Bu işin sonunda tapu, mülkiyet, finansman, şirket, kar meselesi var. Türkiye ekonomisi büyürken bunu yapamadınız. Şimdi ise ülke ekonomisi felaket döneme giriyor. Tüm bu çalışmaları yaparken gece gündüz imarla ilgili yasaları, mevzuatları okuduk, bürokratlar ve teknokratlarla toplantılar yaptık. Teknokratlar ve bürokratlar bu işe karşıydı, hala da karşılar. Biz bu işin siyasi sorumluluğunu aldık. Çünkü zorundaydık. Önümüzdeki bu ekonomik krizde bu yoksul insanlar imar emsal oranlarıyla, kat yükseklikleriyle bunu yapamayacakları belliydi. Bu yüzden emsalinizi yüzde 20, inşaat katınızı da 2 kat artırdık. Hepinize hayırlı uğurlu olsun. Bu bir seçim vaadi ama kandırmaca değil. Önümüzdeki ekonomik kriz dolayısıyla bunu yapmak zorunda kaldık. Bir miktar inşaat alanınız artacak. Sosyal donatı alanlarına yer kalsın diye kat yüksekliğini artırıyoruz ki taban alanınız artmasın. Bu size büyük bir kolaylık sağlayacak. Bu durum birtakım sorunları da çözecek.”

“MAHALLENİN ORTAK KULLANACAĞI YERALTI OTOPARKLARI YAPACAĞIM”

“Bu konuda sizden de ricalarım var. Kesinlikle otoparksız ev yapılmasını istemiyorum. Belediye başkanlığı dönemimde otoparkı olmayan ev planıyla gelirseniz o projeyi onaylamam. Otoparksız mahallelerin sonucunu aşağıdaki mahallelerde görüyorsunuz. Yapılacak otoparkların da özellikle yeraltında olmasını istiyorum. Çünkü apartmanda çocukların oyun oynayacak alanlarının olması lazım. Sizin apartmanların altına yapacağınız otoparkların yanı sıra ben de mahallenin ortak kullanacağı yeraltı otoparkları yapacağım.”

“ARADAKİ 16 PUANLIK FARKI KAPATTIK”

“Ümraniye’de 3.1 puan gerideyim. Aradaki 16 puanlık farkı kapattık. Sizler destek verirseniz ama bu destek sadece oy vermek değil. Gidip komşularınıza bizi anlatırsanız 1 haftalık süreçte bu farkı da kapatacağım. Çok açık ifade etmem gerekirse Ümraniye Belediye Başkanlığı benim için kariyer noktası değil. Ama dönüp baktığımda bu işten alacağım hayır duasını başka hiçbir görevde alamam.”

Haber Merkezi – İstanbul Gündemi