Her 8 kişiden 1’i bu hastalıkla mücadele ediyor!
- İstanbul Gündemi
- 10.05.2023 - 10:53
Anarat, bireyin bilişsel süreçlerinde, duygu düzenlemesinde veya davranışlarında meydana gelen aksaklıkların psikolojik sorunlara neden olduğunu, bunların genellikle kişinin işlevselliğine zarar verdiğini ve hayatının önemli alanlarında sıkıntılar meydana getirebileceğini söyledi.
“ANKSİYETE VE DEPRESYON EN YAYGIN SORUNLAR ARASINDA”
Psikolog Can Anarat, herhangi bir zamanda bireysel, ailesel, toplumsal ve yapısal faktörlerin bir araya gelerek ruh sağlığının korunması veya zarar görmesi konusunda etkili olabileceğini ve çoğu insanın psikolojik anlamda dirençli olsa da yoksulluk, şiddet ve istismar gibi olumsuz koşullarda, mental sağlık sorunlarına karşı daha yüksek risk altında olabileceğini bildirdi. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2019 yılı verilerine göre anksiyete ve depresyonun en yaygın sorunlar arasında yer aldığını, her sekiz kişiden birinin mental bir hastalıkla baş etmek zorunda kaldığını belirten Can Anarat, “2020 yılında anksiyete ve depresyonla mücadele eden insanların sayısı COVID-19 pandemisinin etkisiyle anksiyetede yüzde 26, majör depresyonda ise yüzde 28 oranında arttı. Anksiyete ve depresyonu; bipolar bozukluk, travma sonrası stres bozukluğu, şizofreni, yeme bozuklukları ve davranış bozuklukları takip ediyor” diye konuştu.
“TEDAVİYE ERİŞMENİN İLK AŞAMASI, YAŞANAN SORUNLARI DİLE GETİRMEKTEN GEÇİYOR”
Mental sağlık sorunları hakkında konuşmanın toplumda bir tabu olarak kabul edildiğini ve bu konuda çeşitli ön yargıların bulunduğunu dile getiren Can Anarat, “Ne yazık ki mental sağlık sorunları yaşayanların ‘zayıf’ veya ‘iyileşme konusunda isteksiz’, hatta ‘tehlikeli’ ve ‘dengesiz’ olduklarına dair yaygın bir düşünce var. Bu da mental sağlık problemleri hakkında konuşmayı zorlaştırıyor ya da bireylerin sorunlarını açıklamak konusunda çekingen davranmasına neden oluyor. Bireyler, sorunlarını paylaştıklarında kendilerine farklı davranılabileceğini, çalışma veya sosyal hayatlarında dışlanma gibi olumsuz sonuçlarla karşılaşabilecekleri konusunda endişeli hissedebiliyorlar. Bu hisler, kişilerin yaşadığı mental sağlık sorunları hakkında sessiz kalmalarına neden olabilir veya gereken desteği almak için adım atmalarının önünde engel oluşturabilir. Mental sağlık sorunları hakkında yanlış bilgilere, ön yargılara ve ayrımcılığa karşı mücadele etmek, bu sorunlarla baş etmeye çalışanların kendilerini yalnız ve anlaşılmamış hissetmelerini önlemek adına çok önemli. Konuşmak, bu sorunları yaşayan bireyler için oldukça değerli bir adım. Çünkü destek almaya ve uygun tedaviye erişmenin ilk aşaması, yaşanan sorunları dile getirmekten geçiyor” dedi.
Haber Merkezi – İstanbul Gündemi
Yorum Yazın