Dolar 36,4865
%0.52
Euro 38,2244
%-0.02
Altın 3.448,940
%0.58
Bist-100 9.602,00
%-2.09

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Player yükleniyor...

MHP SARIYER İLÇE BAŞKANI ÜNSAL BİLGİÇ: "LİDERİMİZ DEVLET, KARARIMIZ EVET!"

  • İstanbul Gündemi
  • 07.03.2017 - 05:48
Milliyetçi Hareket Partisi Sarıyer İlçe Başkanı Ünsal Bilgiç, 4 Mart 2017 tarihinde yaklaşan referandum süreci öncesinde gazetemize önemli açıklamalar yaptı. Sarıyer´in sorunlarından ?Fetö? iddialarına, ´Referandum´ sürecinden ´2019 seçimlerine´ kadar enine boyuna konuştuğumuz röportajda Başkan Ünsal Bilgiç iddialı açıklamalarda bulundu.
 
 
 
 
 
İLK OLARAK YERELLE BAŞLAYALIM. SARIYER´LE BAŞLAYALIM. ANA SORUM, ŞU ANDA MAHALLELERDEKİ TAPU MÜLKİYET SORUNU. SON MECLİSTE EMİRGAN, KARABEKİR, HİSARÜSTÜ MAHALLELERİ GEÇTİ MECLİSTEN. DİĞER MAHALLELERLE İLGİLİ AKIBET VE BURALARDAKİ MÜLKİYET SORUNLARINA DAİR NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ?
 
 
 
Şimdi ilçemizin en önemli sorunlarından biri mülkiyet sorunudur. Burada bir yaşam hakkı olmasından yola çıkarak biz Sarıyer´de geçmiş zamanlardan, 1960´lardan beridir Anadolu´dan göç edip Sarıyer´de yaşamaya başlayan vatandaşlarımızın bu topraklarda bu ilçe sınırlarında yaşam hakkı olduğunu düşünüyoruz. Bu noktada da elimizden geldiği ölçüde de hemşerilerimize destek olma gayreti gösteriyoruz. Şimdi ilçemizdeki mahalle kooperatifleri, mahalle dernekleri üzerine bununla ilgili mevcut Sarıyer Belediyesi´nin yoğun bir taleple mahallelerdeki ıslah çalışma planları, derneklerin olduğu mahallelerde bugün gecikmiş bile olsa gündeme alınmış, 2009´dan sonra beklenilen bir durum belediye gündemine alınmış, ıslah planları yapılmış. Bugün itibariyle Emirgan, Kazım Karabekir ve Hisarüstü Mahalleleri geçmiş durumda. Şimdi sıra belediyemizin çalışma yürüttüğü diğer sorunlu mahallelerimizde. Burada tabii bizim isteğimiz, belediyenin geçmiş zamanlarda söz verdiği şeyleri yerine getirmesidir. Kendi üzerimizde olan sorumluluğu devamında büyükşehire göndermesidir. Bu noktada, belediye meclisinde partimizin bir temsilcisi olmamasına rağmen konuyu dışarıdan takip etmekteyiz.
 
 
Tabii bunun bir siyasi rant ve çıkar durumu gibi gözetilmeksizin, tamamen vatandaşlarımızın sorunlarını çözmek adına bir girişim ve çalışma olması gerektiğine inanmaktayız. Bu sebeple biz konuyu yakından takip ediyoruz. Büyükşehir belediyesinde bu üç mahalle belediye meclisine sunulacak. Sunulan talebin vatandaşların lehine sonuçlanması temennisi içerisindeyiz. Tabii burada durum ?sen yapma ben yapayım, sen yaparsan bana yazar, yerel seçimlerde artı durum olur?  bakış açısı her iki taraf için de yanlış olur düşüncesindeyim. Burada tamamen insani bir durum söz konusu. Sarıyer´de muhalefette olan AKP kaçak güreşmemeli, son meclis toplantısında AKP sorumluluktan resmen kaçmıştır ve meclis terki doğru bir muhalefet yöntemi değildir, Bu sorun kavga ve çatışmadan beslenerek çözüme kavuşturulamaz.
 
 
Yaklaşık yarım asırdır ilçemizde yaşayan, iyi ve kötü gününü buralarda yaşamış insanlarımızın hakkı olan tapuların muhataplarına verilmesini ve akabinde de ilçemizin kent planına ve içinde bulunduğu çevre planına göre ve ilçemize yakışır bir şekilde yapılaşma olması gerektiğini düşünüyorum. Burada ranta dayalı bir bakışın insanları birbirinden ayrıştıracağını, kardeşi kardeşe küstüreceğini düşünüyoruz.  Ayrıca mahalle dokusunun aynı kalmasını tesis edecek şekilde plan yapılmasından yanayız. Sorunun çözümü adına biz yapılan her olumlu adımın arkasındayız. Çünkü bu, çok fazla mahalleliyi ilgilendiren bir durum ve biz MHP olarak burada herhangi bir siyasi beklenti içinde kesinlikle değiliz  Sarıyer belediyemiz mahallelerimizin yoğun talebi üzerine çözümle ilgili bir ıslah planı adımı atmış. Bununla ilgili endişesi olan vatandaşlarımıza binahen, muhalefet olarak bizim bu planı daha iyi noktada yani vatandaşımızın menfaati noktasında olması yönünde söylemlerimiz beyanlarımız oluyor. Bu durumu AKP beğenmiyorsa kendilerine ifade ediyoruz, belediye başkanına da ifade ediyoruz, daha iyisini yapsınlar. Mevcut yönetim de bunu onaylamak zorunda ya da yapmıyorlarsa ve vatandaş bunu benimsiyorsa, o halde bu durumda mecliste olan diğer siyasi partinin kabulü durumu söz konusu. Beğenmiyorlar ise tapularını getirsinler bagajlarında. 2004´ten beri tapular bagajlarında duruyor. İnsanımıza versinler ve insanlarımızın sorunu çözülsün artık. Sonrasında da gitsinler oy mu istiyorlar başka bir şey mi istiyorlar vatandaştan istesinler. Bu sorun çözülmeden, hiç kimsenin Sarıyer´deki mülkiyet sorunu dâhilinde olan seçmenden oy isteme yüzü olduğunu düşünmüyorum.
 
 
Bu durum artık sosyal bir sorun haline gelmiş, bir buhran neticesine varmış bir durum. Bu noktada zaten 2981 nolu yasanın, daha önceden de rahmetli Sayın Turgut Özal hükümeti zamanında vatandaşlarımıza verilmiş olan haklar, MHP´nin de içinde bulunduğu taraf ve teklifle uzatılma sürecine girmiştir. Biz bunu, uzun vadede bir uzatma sorununun çözümüne katkı olsun diye 5 yıl olarak istedik. Tabii iktidar partisi bunu önce 1 yıl, sonra 3 yılla meclisten geçirdi. Ama bu sorun tekrar vatandaşın önüne çözülmediği takdirde gelecek gibi gözüküyor. Bir oyalama, bir öteleme, bir sıkılma, bir gına gelme durumu söz konusu. Bununla ilgili biz, ülkemizi yöneten yetkililer ne yapacaklarsa, çözüm ya da başka bir şey fark etmez ama artık yapmalarını ya da onu göstermelerini istiyoruz.
 
 
 
PEKİ EMİRGAN, KARABEKİR, HİSARÜSTÜ MAHALLELERİ BUNLARIN BİR GÖSTERGESİ DİYEBİLİR MİYİZ?
 
 
Bunu tabi yerel yönetim, ilçe noktasında bir adım olarak yapmıştır. Bu büyükşehirden onaylandığı takdirde ve büyükşehirin de içinde bulunduğu ve sahibi olduğu araziler, vatandaşlara belli bir şekilde tahsis edilecek ve tapuları verilecek hale getirildiği zaman anlam kazanır.
 
 
 
AK PARTİ DE DESTEK VERDİ BU SÜREÇTE?
 
 
O şekilde olmasını biz istiyoruz. Ama bunu büyükşehirde artık gündeme getirmelerini istiyoruz. Büyükşehir´e gider, büyükşehirdeki AKP ve CHP meclis üyeleri buna olumlu ya da olumuz oy verir. 2019 yılı seçimlerinde vatandaşların kapılarına gittikleri zaman, halk da tercihini ona göre yapar. Ama bunu bir seçim vaadi olarak bekletmek tamamen umut tüccarlığıdır. Yani bir sorun çözülür, çözüldükten sonra vatandaşımız bu sorunu kimin çözdüğünü, kimin doğru yönde katkı sağladığını bilir ve ona göre takdir eder. Bugün 2002´de kriz sürecinde 57. hükümet zamanında verilen bu tapular, 2004´ten sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi´nin himayesinde toplanmıştır. Normalde bu tapuların ilçe belediyelerinde olması gerekiyor. 2002´de MHP´nin hükümet olduğu süreçte hazine arazilerini, üstünde bulunan vatandaşa devrederek devlete bir kazanç elde etmek adına böyle bir çözüm getirmişti. Ama bu 2004 seçim yatırımı olarak bekletildi. Belediye el değiştirince de bu haklar büyükşehir belediyesinde toplandı. Şimdi burada sorunun çözümü adına gayret gösteren herkesi biz samimi olarak görüyoruz. Bir art niyet ve siyasi rant olarak gören varsa da bunu yakışıksız ve çirkin buluyoruz. Yerel yönetimde bir temsilcimiz olmadığı için, bu işin tetikleyicisi, gözlemcisi olarak bir görev ve siyasi rol üstlenmiş bulunmaktayız. Bizim vatandaşımızın sorunu çözülsün de kim çözerse çözsün. Ben bazen diyorum MHP´de olsa böyle bir şey. 1999 ile 2003 yılları arasında bu mahalle ile ilgili özellikle Derbent mahallesi kapımızda yatıyorlardı. Şimdi de diğer parti belediyelerinin de kapılarında yatsınlar. Chp´nin bu tip sorunları çözmek adına neler yapmaya çalıştığını merak ediyorum. Akp bu sorunu kendilerinin çözmesi adına bekletiyor olabilir. Açıkçası Chp´nin bu konular hakkında hiçbir söylemini duymadım.
 
 
Madem siyaset çözecekse bu işi, belediye kendi kamu görevi olarak bu işe girebilir. Ama Chp´nin de siyaseten hem ilçemizde hem büyükşehir meclisinde hem de TBMM´de bu sorunun çözümü adına adımlar atmasını bekliyoruz.  İktidarı, ana muhalefet partisi olarak bu noktada sürükleyici bir rol oynamalarını istiyoruz. MHP´nin 35 milletvekili var. Her şey bu 35 milletvekilinden beklenemez. Kendilerinin 124 milletvekili var. Her şey MHP´den bekleniyor. Bir paçavrayı asmışlar bir yere, ?Efendim MHP ne diyecek?" E Sen ne diyeceksin? Kemal Kılıçdaroğlu çıkıyor ?MHP´nin ne diyeceğini merak ediyorum"  diyor. Senin ne diyeceğini de biz merak ediyoruz. MHP´nin Sayın Genel Başkanı Devlet Bahçeli, hem mecliste hem medyada kamuoyuna gerekli açıklamayı yapmıştır. Ama kendileri ne diyecek belli değil. MHP siyasi süreci belirleyici bir partidir. Bu işin net tarafı MHP´dir. Bunu Türk milleti anladı. Biz halkımızdan MHP lehine tercih yapmasını da bekliyoruz. Tabii burada Sarıyer Belediyesi´nin yerel yönetimlerde hizmet noktasında bir takım çalışmalarını görüyoruz. İyi şeyler yapılıyor. Belediyenin dağınık yapısı düzenlenmiş. Yönetim merkezi inşaası bu ay sonu bitecek mesela. Bu tür çalışmaları biz iyi çalışmalar olarak görüyoruz. Sarıyer´de kaymakamlığın birçok açıdan, olması gereken konum ve iyi bir yapı içinde olduğunu düşünmüyoruz. Vatandaşa daha iyi ve kolay hizmet edilebilecek yerde ve seviyede olmalı. Biz mesela belediye ve kaymakamlığın bir arada bulunmasını düşünmüştük, bu MHP´nin 2004 seçim projelerinden biriydi zaten. Yani bu bizim yerel yönetimler projemizde vardı.Hatta ?Sevdamız Sarıyer? projemiz vardı, zaten şuanda mevcut belediye kullanıyor. Yani slogan bile üretemiyorlar. Biz millet adına hizmet adına iyi olana iyi, eksik olana da eksik deriz.
 
 
 
PEKİ, SARIYER MHP OLARAK SARIYER´DE GÖRDÜĞÜNÜZ EKSİKLİKLER NELERDİR? 
 
 
Şimdi Sarıyer´de gördüğümüz tüm sorunları mevcut belediyeye yıkarak tartışmaya girmenin bir anlamı olmadığını düşünüyorum. Yerel noktada Sarıyer Belediyesi yapılması geren görevleri hakkıyla yerine getirmeye yükümlü ve sorumludur. Yapamazsa eğer, millet önüne gittiği zaman, millet yaptığı ya da yapmadığı hizmete göre de tercihini ona göre yapar artık. Ama Sarıyer´le ilgili geneli kapsayacak bir sorun olduğunda, mesela Sarıyer´e yeni bir hastane inşaa ediliyor. Bu hastaneden sonra Sarıyer İsmail Akgün Devlet Hastanesi´nin, İstinye Devlet Hastanesi´nin farklı bir birim olarak sağlık alanında değerlendirilmesini bekliyoruz. Benim siyaseten yerel yönetimler adına birçok öngörü ve tekliflerim var ama onu buradan açıklamam siyasi açıdan doğru olmaz. Mesela İstinye Devlet Hastanesi, belki yeniden inşa edilerek doğum hastanesi olabilir. Sarıyer´in neredeyse yarısı İstinye´de doğmuştur. Sarıyer Devlet Hastanesi de çocuk hastanesi ya da diş hastanesi olabilir. Sarıyer´in sağlık alanında marka değeri Baltalimanı Kemik Hastanesi´ne de kesinlikle dokunulmasını istemiyoruz. Bir otel yapma projesini kesinlikle tasvip etmiyoruz. İhtisas hastanesi olarak kalmasını istiyoruz. Ayrıca turizm alanında da Sarıyer´e ciddi yatırımlar yapılmasını bekliyoruz. Çünkü Sarıyer´in istihdam noktasında sağlık ve turizmle daha da değer kazanacağı düşüncesindeyim. Sağlık bizim için çok önemli. Bununla ilgili kafamızda projeler var. 
 
 
Sarıyer coğrafi olarak 38 ayrı mahalleden oluşuyor. Bu mahallelerin kendine özgü hususiyetleri var. İnsanlara hizmet verecek mekânların arttırılması gerekiyor. Mesela, Yaşar Kemal Nikâh Salonu. Sarıyer´in böyle bir yere ihtiyacı vardı. Böyle bir yer yapıldı, insanlar mutlu günlerini daha güzel bir atmosferde yaşıyor artık. Elbette ki bize de yapandan, destek olandan Allah razı olsun demek düşer.
 
 
Ulaşım noktasında Sarıyer´in ciddi bir sıkıntısı var. Büyükşehir Belediyesi´nin ulaşımla alakalı çalışmaları olduğu söyleniyor, biz bunların bir an önce hayata geçirilmesini istiyoruz. Burada bir trafik keşmekeşi var. Bu hem merkezde hem mahallelerde var. Mesela Sarıyer´in, Maslak´tan sonraki girişlerinde ciddi trafik sorunu var. Atatürk Sanayii´den Hacıosman´a çok zor gelinebiliyor, ciddi zaman kayıpları oluşuyor. İnsanlar, Darüşşafaka´nın ışıklarını geçme derdine düşüyor. Bunlar için kolay çözüm yolları var, bunların hayata geçirilmesini bekliyoruz. İspark´çı denen yasal görünümlü değnekçiler var. Buradan elde ettikleri gelirin nereye gittiği belirsiz. Bunları kayıt dışı olarak görüyoruz. Mahallelerde de, ana caddelerde de bu İspark denilen kuruluş var. Çok ciddi bir otopark sorunu var. İnsanlar sırf bu yüzden buraya gelmiyor ve bu sıkıntıdan da esnaf mağdur oluyor.
 
 
İnsanlar nüfus müdürlüğüne, kaymakamlığa, belediyeye rahat gidebilmeli rahat ulaşabilmeli. Bugün Sarıyer Kaymakamlığı´nın konum olarak iyi bir yerde olmadığını düşünüyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devleti´nin ihtişamına uygun bir şekilde Hacıosman´da ya da civarında olmalı. Çünkü Hacıosman, Sarıyer´in tam merkezi konumunda. Ferahevler´de büyük bir otopark sorunu var. Derme çatma binaların epey fazla bulunduğu bir yer. Rant için doğa ve çevre tahrip edilmemeli. Keza şimdi karakollarımıza terör sorunu ile ilgili bariyerler yapılmakta. Bu durumlarda olmak da bizim için o kadar hoş değil, çünkü Türkiye Cumhuriyeti Devleti hiç kimseden korkmaz.
 
 
Sarıyer´in ciddi tarihi eserleri var. Bunlarla ilgili bir çalışma olduğunu biz maalesef göremiyoruz. Bunu Turizm Bakanlığı´ndan tabii bekliyoruz. Emniyet ile ilgili Sarıyer´de çok ciddi mesafe kat edildi. Bu çok memnun edici bir durum. Özellikle uyuşturucu ile ilgili çok büyük problemler vardı. Emniyet bu konuda ehemmiyetli bir şekilde gidiyor. Biz de bu duruma çok olumlu bakıyoruz. Bir Diğer konu da Sarıyer´de eğitim. Sarıyer´in eğitimde İstanbul´un en büyük marka değerlerinden biri olmasını bekliyoruz. Çünkü Sarıyer buna çok uygun. Sarıyer´de gençlerimizin çocuklarımızın daha iyi eğitim alabileceği yerler oluşturulmalı. Sporla ilgili de ciddi eksiklikler olduğunu düşünüyorum.
 
 
 
SPOR DERKEN MESELA?
 
 
 
Belediye kendi bünyesinde Sportif organizasyonlar yapsa da bunlar yetersiz kalıyor. Sarıyer´in şampiyon olmasını istiyoruz mesela. Sadece futbol olarak değil tabii ki. Ben spora sadece futbol olarak bakmıyorum spora. Sporun bütün alanlarında Sarıyer´in başarılar kazanması gerekiyor. Biz belediye adına yerel yönetimler adına konuşamayız belki ama yapıcı bir muhalefetle vatandaşa daha iyi hizmet götürülmesine fayda sağlayabiliriz. Sarıyer eşittir spor olması lazım. Mesela, Sarıyer´de bir çocuğumuz Dünya Su Balesi Şampiyonası´nda birinci oldu. Bu çok güzel bir başarı. Bu noktada daha fazla hizmet sunumu lazım.  
 
 
Mesela deniz turizmi var ama yapılmıyor. Kıyılarımızla ilgili kumsallarımızla ilgili bir boşluk var. Özellikle deniz yolu ile ilgili ulaşım alanları geliştirilmeli. İnsanları da ulaşımla ilgili bilinçlendirmek lazım. Sarıyer´de birçok iskele var. Eski ve yeni birçok iskele var. Eski iskeleler zamanında birçok işlev görmüş. Maalesef bazıları şimdi satılmış, yani büyükşehir belediyesi tarafından özelleştirilmiş. Şimdi tarihe dönüp baktığımızda yapılacak hizmetin yol haritasını az çok görebiliyoruz. Bu iskeleler niye kurulmuş, şimdi niye iş görmüyor? Buraya bu iskeleleri süs için mi kurmuşlar? Tabii bunun sorumluluğu bu işin başında olanlarda. Bu anlamda Sarıyer´e deniz ulaşımı ile ilgili yeni ve işe yarar ulaşım alternatifleri oluşturulmasını bekliyoruz. İnsanlar Sarıyer´e, Tarabya´ya, Yeniköy´e, İstinye´ye gelsinler. Rumeli Kavağı´na, Garipçe´ye, Fener´e gitsinler. Kilyos özellikle turizm için çok uygun. Adını saydığımız yerler kullanım açısından, insanların daha rahat gidebilecekleri ve kullanabilecekleri yerler haline getirilmesi gerekiyor.
 
 
Sonra mesela çok değerli ormanlarımız var. İstanbul´da Eyüp ve Sarıyer´in ormanları var. Bu ormanlar, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Adalet ve Kalkınma Partisi belediyelerine tahsis ediliyor. Belediyeler bu ve benzeri yerleri kendilerine piknik alanı olarak tahsis etmişler. Yani İstanbul Büyükşehir Belediyesi yapıyor ama farklı bir belediyeye tahsis ediyor. Hizmeti Büyükşehir versin veyahut Sarıyer Belediyesi versin. Sarıyer Belediyesi´nin sınırları içerisinde olan bir belediye işletmesinin, Sarıyer Belediyesi´ne bağlı olması gerekir. Özetle mesire alanları Sarıyer´e özgü olması gerekir. Sarıyer Belediyesi sınırları içerisinde başka bir belediyenin tesisinin olması hiç uygun değildir. Ormanlarda Sarıyer´in yeri yok mesela. Yani bir marka yaratılacaksa Sarıyer adına bir marka değeri yaratılmalı.
 
 
Mesela köylerin mahallelere dönüştürülmesi ile ilgili 5 yıllık vergi muafiyeti vardı. Belediye bununla ilgili bir çalışma yaptıktan sonra kanun geldi, vergiler geri ödendi. Vatandaşa verilmek ve devletin kasasına gelir elde etmek üzere ilçe belediyelerine devredildi.  5 yıllık muafiyet ile ilgili parti olarak meclis üzerinden milletvekillerimize çalışmalar yaptırdık ve 2019´a kadar bu durum düzeltildi. Büyükşehir Belediyesi burayı mahalleye çevirdi ise burada hizmeti hakkıyla yapmalı. Yolunu, suyunu, elektriğini ne gerekiyorsa hak gözeterek 2019 yılına kadar hassasiyetle yapması lazım. Yapamıyorsa, ilçe belediyesine sübvanse edip ona yaptırması lazımdır. Ortada bir problem varsa vatandaş üzerinden çözüm aranmamalı, Büyükşehir Belediyesi hak gözetmeli. 
 
 
 
MHP, 2019 YEREL SEÇİMLERİNE İSTANBUL VE SARIYER´DEKİ GÜCÜNÜ ARTTIRMIŞ OLARAK GİRECEK Mİ? 
 
 
 
Biz İstanbul Büyükşehir Belediyesi´ni ve İstanbul adayını ilçe belediyeleri adına bir lokomotif olarak görüyoruz.  Yani İstanbul büyükşehir belediye başkan adayımızın, diğer belediyelerin sıçrayışlarını etkileyeceğini düşünüyoruz. Bizim 1999´dan sonraki,  2004 - 2009 - 2014 adaylarımız kent planlamacısıydı. Biz burada büyükşehir belediyesi başkan adayımızı ve ilçe başkan adaylarını birer örnek kişi olarak belirledik. Tabii bir de tüm diğer siyasi partiler gibi birinci olmak maksadıyla bu yarışa girdik. Büyükşehir belediyesini almak, ilçe belediyelerini almaktır inancını taşıyarak seçimlerde gayret ettik. Burada eksiklikler de olmuştur, bazı sıçrayışlar ve yükselişler de olmuştur. Alınabilecek yerler bazen olmamıştır, yanlış planlama yapılmıştır ya da bazı yapılan planlar uygulamaya dönüşmemiştir. Başarısızlıklar da olmuştur ama işe Sarıyer merkezinden bakacak olursak AK Parti veya başka bir parti EVET dediği için MHP EVET demiştir diye bir düşünce asla doğru değildir.
 
 
Biz tecrübe ve kök olarak AK Parti´den daha tecrübeli bir siyasi geçmişe sahibiz. Belki AK Parti yarın olmayacak. Bazılarının düşündüğü gibi bir zemin kayması AK Parti´ye doğru değil, Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli üzerinden MHP´ye doğru olacaktır diye düşünüyorum. Adalet ve Kalkınma Partisi´nin yüzde 50 oy oranına sahip seçmeninin içerisinden çoğunun MHP´ye döneceğini düşünüyorum. Bizim hedefimiz AK Parti´den oy almak. Yani hedef  kitlemiz AK Parti seçmeni. Burada tabii doğru aday, doğru plan, iyi bir uygulama çok önemli. Başarı planı olarak en iyisi neyse onu uygulamak gayesindeyiz. Tabii ki bunun neticesini de almak isteriz. İyi bir aday ve iyi bir liste yapısı, seçimi kazandıracak en önemli argümanlardandır. Biz en iyi adayı, belediye başkanı adayı ya da belediye meclis üyesi adayı olarak belirleriz. Belediyenin nitelikli bir başkanı ve meclis üyesi olması adına biz en iyiyi isteriz. Yani biz eğer mimarlardan ya da mühendislerden ya da toplum bilimcilerinden, Sarıyer´e hakim yapıda bir meclis listesi oluşturabilirsek, işte o zaman vatandaşa hizmet edebileceğimizi anlarız.
 
 
Çünkü bizim milletimiz  en iyi yöneticileri hak eden bir millet. Bazı eksiklikler maalesef milletimizin daha iyiye gitmesini engelleyebiliyor. Tabii yerel yönetimlerde bizim etkin projelerimiz olacak. Bu projeleri halka daha iyi anlatarak daha güzel sonuçlar oluşmasını temenni ediyoruz. Şimdiden tabii ki çok ayrıntılı detaylar vermek doğru değil, ben kaba hatlarıyla size bahsetmeye çalıştım. Hizmetlerimizin detayları, halkımız bize güvenip görev verince ortaya çıkacak. Belki bundan sonra diğer siyasi partiler, ´biz bunu niye düşünemedik´ diyecekler.  
 
 
 
MHP´NİN  REFERANDUMDA NEDEN  ?EVET? DİYECEĞİNİ MİLLETE NASIL AÇIKLARSINIZ? 
 
 
 
Milliyetçi Hareket Partisi´nin referandumda neden ?EVET? dediğini milletimizin çok iyi anladığını düşünüyorum. Öncelikle biz bu ülkenin sevdalısıyız. Bu ülkenin, her şeyin en iyisine layık olduğunu düşünüyoruz. Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve daha sonra ben diyen bir genel başkanın yöneticiliğinde siyaset yapıyoruz. Bu tabiiki tartışılmaz bir şey. MHP´nin tavrı, Adalet ve Kalkınma Partisi´nin seçmeninin tutumunu, tercihini etkiliyor. Şimdi biz, ´Millet için EVET diyeceğiz. Devlet için EVET diyeceğiz. Cumhuriyet için EVET diyeceğiz. Türkiye için EVET diyeceğiz. Yani Türklüğün Bekası için EVET diyeceğiz´ diyoruz.
 
 
 
?EVET? DEME SEBEBİNİZİN BAŞLIKLARI ASLINDA BU DİYORSUNUZ YANİ?
 
 
 
Kesinlikle. Daha düne kadar, hükümet kurma gerekçesi olarak sunduğumuz anayasanın ilk 4 maddesinin ?değiştirilebilir, sonuçta ayet değil? diyen zihniyetine karşı biz ?EVET? diyeceğiz. Bizim için önemli olan, anayasanın değiştirilemeyecek ve değiştirilmesi teklif  bile edilemeyecek 4 maddesinin muhafaza edilmesidir. Maddeleri değiştirmek adına itiraz edenler aslında bu yüzden hayır diyorlar. Bunun özellikle altını çizerek söylüyorum. Diyor ki, ´Türkiye Cumhuriyeti Devleti sosyal bir hukuk devletidi, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlıdır.´ Bayrağını, Üniter yapısını tarif ediyor. Sen bugün ?hayır? diyorsan aslında ilk dört maddeye hayır diyorsun. Çünkü biliyoruz ki bunların da değiştirilebileceğini düşünen Hayır´cılar var. 367 krizi ile oluşan Cumhurbaşkanlığı referandumunun yanlış olduğunu bu işin çift başlılığa sebebiyet vereceğini, bundan yıllar önce Liderimiz Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli söylemişti. Fakat 367 krizini ortaya çıkaran Sabih Kanadoğlu kayıp. 367 krizi ortaya çıkmasaydı, ´Cumhurbaşkanı referandumla seçilir´ durumu ortaya çıkmayacaktı. 367 krizini de meclise girerek, MHP çözmüştür.
 
 
Bugün geldiğimiz durumda demokrasinin kilitlendiğini görüyoruz. Hem Başbakan seçiliyor hem Cumhurbaşkanı seçiliyor. Meclis yasama görevini yerine getiremiyor, yürütme takılıyor. Ayrıca yargının bağımsızlığı ile ilgili endişeler var. Yargının bağımsızlığı zaten 2010´da teslim alınmış. Yargı 2010´da bağımsızlığını zaten kaybetmiş. 15 Temmuz darbe sürecinin en büyük hazırlığı, 2010 referandumunun Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu oluşumu ile başlamıştır ve bundan sonra da; Balyoz, Ergenekon, Sarıkız ve benzeri davalarla, Türk Silahlı Kuvvetleri´nin içerisindeki yapılanması o süreçten sonra hız kazanmıştır. Biz bu oluşuma hayır dedik, darbe yapanlar ise EVET dedi. Biz bugün bunları geri alıyoruz. Biz vatandaşa şunu demeyeceğiz; ´Biz böyle böyle oluyor ?EVET? diyoruz´. Biz doğru olanı zaten söylüyoruz. Doğru olan bizim tarafımız, yani biz böyle inanıyoruz. Ülkücü katillerinin taraf olduğu bir tarafta yer almamız düşünülemez. Diğer yandan ?hayır? tarafındaki fotoğrafa bakınca "vs. vs. hayır? diyor, bizden bu beklenemez. ?Hayır? cephesi tarafından sergilenmeye çalışılan tablo bir kişi üzerindendir, bu anlamsız ve yersizdir. Türk Silahlı Kuvvetleri´nin mensuplarının, güvenlik kuvvetlerimizin, öğretmenlerimizin, doktorlarımızın, şehitlerimizin katillerinin tarafı da hayır. Burada esas durum, kişi üzerinden feryat. Bu kişi 2019 seçimlerine girdiği zaman seçilmeyebilir. Bu sistemin adı, "Türk Tipi Cumhurbaşkanlığı"dır. AK Parti kendi yandaşlarını ve seçmenini kandırmak için buna, ´Başkanlık Sistemi´ diyor olabilir. CHP de başkanlık sistemi diyor olabilir. Ama değişiklik gerekçesi, Türkiye Cumhuriyeti yönetim sisteminin ´Türk Tipi Cumhurbaşkanlığı´ olması gerektiğidir.  Gerekçe budur. Eyalet Sistemi ile Başkanlık teklifi değildir.
 
 
Biz Türkiye´nin ileride başına bela olacak bir durumun önüne geçmek için "EVET" diyoruz. Biz ideolojimizde, kişilere bağlı bir siyaseti kabul etmeyiz. Bu, bugün Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olur, yarın başka biri. Biz yaptığımız siyaseti ilkelerimize taviz vermeden, uzun soluklu sürdürmek isteriz. Böyle baktığımız için de, 1000 yıldır bu topraklarda hüküm sürüyoruz. Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli diyor ki, ?Börk sağlam olsun da giyecek baş bulunur.?  Bizim iki seçeneğimiz var, kendi doğrularımızla ve kendi ideolojimizle kendimiz yöneteceğiz ya da bu doğruları paylaştığımız birini Cumhurbaşkanı olarak seçeceğiz. MHP´nin veya Cumhuriyet Halk Partisi´nin veyahut AK Parti´nin Cumhurbaşkanı olacak diye bir şey yok. Cumhurbaşkanı´nın nasıl seçileceği bellidir. Cumhurbaşkanı herhangi bir partiden olabilir. İlla bir kişi üzerinden siyaset yürütmek, ufku dar ve kısa vadeli düşünen, günlük hesap yapan bir anlayışın ürünüdür diye düşünüyorum.
MHP hiçbir zaman yanlışın tarafı olmaz. Bugünkü Cumhurbaşkanı´nı beğenmeyip hayır diyenler,  10 Ağustos 2014 tarihindeki Cumhurbaşkanı adayına oy vermeyenlerdir. 2010 referandumunda ?yetmez ama hayır? diyenler, MHP´de sonradan vekil olanlar bugün hayır diyor. Bizim hafızamız Doğu Perinçek´i çok iyi bilir. Aydınlık gazetesinde hedef gösterilen sonra şehit edilen abilerimiz, kardeşlerimiz var.
 
 
Doğu Perinçek, terörist başı bebek katili Apo´nun dostudur. Hangi bayrağa selam verdiği belli değildir. Onunla asla yanyana gelmeyiz. Ülkemizin maalesef başından beri, bir düşüncenin ve bir yapının güdümüne girdiğini Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli okyanus ötesi´ne mesaj göndererek defalarca zikretmiştir. Fakat şimdilerde, Sayın Devlet Bahçeli ´den daha fazla Fethullah Gülen düşmanı oldular. O zaman itibar etmiş olsalardı, bugün belki ´15 Temmuz´ süreci yaşanmazdı. Türk Silahlı Kuvvetleri´nde bir güven sorunu oluşturdular. Adalet sisteminde büyük sıkıntılar oluştu. Efendim neymiş, Sayın Cumhurbaşkanı yasamayı atıyormuş. Önceden Fetö atıyordu, şimdi Cumhurbaşkanı atıyor. Atasın. Onun atayacağı adam, Türk milletine hizmet edecek bir nitelikte ise doğru şekilde yetiştirilmişse, ha ben atamışım ha başkası.
 
 
 
YA ATANAN KİŞİLER BAHSETTİĞİNİZ  NİTELİKLERDE DEĞİLSE?
 
 
 
Değilse, o zaman millete bakmak lazım. Özeleştiriyi kendimizde aramamız lazım. Sonuçta o kişi veya kişiler de bu milletin evladı. Toplumdaki yozlaşma en büyük problemlerimizden. Biz kültür milliyetçisiyiz. Gelenek ve göreneklerimizi, kültürümüzü yaşatmak adına biz milliyetçiyiz. Şimdi toplumda gelinen durum şu şekilde: ? Sayın Cunhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir kişiyi atarsa, kendi adamını atayacak.? Biz bu Türk milletinin ekmeğini yiyen adamın, bir kişinin adamı olmasını kabul edemeyiz. Yani bir hakim, bu milletin ekmeğini yiyorsa, hiçbir şahsiyetin, partinin ve Stk´nın adamı olamaz.
 
 
 
Atatürk de ´Ülkücü´dür. Bize hedef  koyan, bizim için hedef  belirleyen ilk kişi Atatürk´tür. Atatürk ´Mlliyetçilik´ dediyse, sen de ´Milliyetçiyim´ diyebilmelisin. Neymiş efendim milliyetçilik faşistlikmiş, o zaman Atatürk faşist mi oluyor? Çünkü o da milliyetçiydi. Atatürk´ün Altıoku´nda ´Milliyetçilik´ varsa ve buna rağmen CHP´´liler, ´Biz Milliyetçiyiz´ diyemiyorlarsa ya Atatürk faşist olduğu için demiyorlar ya da Atatürk´ü sevmedikleri için demiyorlardır. Onların Milliyetçiliği ´Ulusalcılık´ adını aldı. Biz Atatürk´ün fikri olarak tarafındayız, yani hedeflerinin tarafıyız. Biz Cumhuriyet´in mayasıyız, beğen ya da beğenme. Bu anayasa değişikliği paketi, Milliyetçi Hareket Partisi´nin onayı ile yapılmıştır .Teklif eden de, revize eden de Milliyetçi Hareket Partisi´dir. Şu sıralar kafa karışıklığı yaşayan bir çok kişi var. Bizi eleştirenler önce kendi içlerindeki Hayır´cılara baksınlar. Milliyetçi Hareket Partisi, Lider - Teşkilat doktrini ile teşkilatta devamlılığı benimseyen ve özümseyen bir siyasi partidir. MHP´nin "EVET" demesinin 4 gerekçesi vardır. Gerisi bizim için hikâyedir. Yanlışsa eksikse düzelebilir. Biz, vesayet yasasının değişmesini zaten istiyoruz Biz zaten darbelerden mağdur olan bir yapıyız. 
 
 
Herkes şunu da iyi bilmeli ve kabullenmelidir ki, insanımızın tercihi her ne olursa olsun milletin düşüncesine ve kararına herkes saygı çerçevesinde bakmalı, Demokrasi´nin vazgeçilmez bir yönetim anlayışı olduğunu herkes sindirip kabul etmelidir.
 
 
 
SARIYER BELEDİYESİ´NDEKİ FETÖ SORUŞTURMASI HAKKINDA DÜŞÜNCELERİNİZ NELERDİR?
 
 
 
Yapılan olayın yargısız infaz girişimi ve siyasi karşılıktan yola çıkarak gelişi güzel bir linç kampanyasına dönüştürmek doğru değildir. Bu kime yapılırsa yapılsın kabul edilebilir bir durum olmamalıdır.  Seçimle gelenler seçimle gitmelidir. Bugün seçilen belediye başkanını, hangi partiden olursa olsun oraya halk getirdiyse, yine aynı şekilde seçimle oradan da halk indirmelidir. Bir belediye sorumlusunun, çalışanının kanuni bir yanlışı varsa, yüce Türk adaleti bu yanlışı delilleriyle ortaya çıkarmakla yükümlüdür. Ama siyasi olarak sırf çamur atmak adına, ´Sizde Fetö´cü var, sizde şucu var, bucu var´ şeklinde bir tutum ve tavır takınmak tamamen suçu kendi üstünden atma çabasıdır. Sarıyer´in sorunları ile ilgili sorumlu kişilere ?Sen Sarıyer´deki şu hizmeti niye yapmıyorsun?? diye sorulmalıydı. Ama bunu soran bir meclis üyesi ya da siyasetçisi yok. Muhalefeti yerel hizmet üzerinden yapmak lazım. Bu durum, mahkeme sürecinde olduğu için olumsuz ve yıpratıcı yorumlar yapmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Maalesef şimdi herkes her şeyi konuşuyor. Mahkemeleri yönlendirmeye çalışmak doğru değildir. Eğer bunu yapıyorsan, demek ki sen de karşı olduğun vesayetçi ve baskıcı yapının içinde yer alıyorsun. 
 
 
Biz MHP olarak bir tek cemaat biliriz, o da cami cemaatidir. Başka hiçbir cemaati tasvip ve kabul etmeyiz. Bizim doğrularımız Kur´an ve sünnetler eksenindeki düsturlardır. Gerisi teferruattır. Bizim için önemli olan, referandumdan sonra ülkenin Türkiye içindeki negatif unsurlardan arınma sürecidir. Türkiye Cumhuriyeti, bu arınmadan sonra tertemiz bir hale gelecek inşallah.
Yeni katman...

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.