Kadın üreme organlarında kanser riskine dikkat!
- İstanbul Gündemi
- 24.08.2022 - 20:38
Kadınlarda rahim ağzı, rahim ve yumurtalık gibi üreme organı kanserlerinin görülme sıklığı günümüzde değişen yaşam koşulları ile birlikte daha da artıyor. Genetik yatkınlık, HPV virüsü, erken adet ya da geç menopoz, rahim içi zarı kalınlaşması, çocuk doğurmamış olmak, kısırlık ve sigara kullanımı gibi nedenler bu kanserlere yakalanma riskini artırıyor. En önemli sebebi HPV virüsü olan rahim ağzı kanseri, kadınlarda sık görülen jinekolojik kanserlerin başında geliyor. Bu listede ikinci sırada rahim kanseri yer alırken, hayati risk bakımından tehlikeli bir tür olan yumurtalık kanseri ise üçüncü sırada bulunuyor. HPV aşısı, tek eşlilik, çocuk doğurmak, erken adet ya da geç menopozun takip edilerek kontrol atına alınması kadın kanserlerinde riski en aza indirebiliyor.
Tüm kanser türlerinde olduğu gibi kadınlarda görülen üreme organ kanserlerinde de erken teşhis tedavide başarı oranını artırıyor. Memorial Hizmet Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. Nevin Altuncu Numanoğlu, kadın üreme organ kanserlerinin nedenleri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.
HPV AŞISI KANSERDEN KORUR!
HPV aşısının kanserden koruyacağını söyleyen Numanoğlu, ‘Dünyada her yıl yaklaşık 500 bin ülkemizde ise 1800 kadına rahim ağzı kanseri teşhisi konulmaktadır. 45-50 yaşlarındaki kadınlarda sık görülen rahim ağzı kanseri günümüzde genç yaşlarda da görülebilmektedir. En önemli sebebi HPV virüsü olan rahim ağzı kanserinin başlıca nedenleri, HPV aşısının yaptırılmaması, kötü hijyen, çok eşlilik ve sigara.’ açıklamalarında bulundu.
ERKEN TEŞHİS KURTARIYOR
Kanserin belirtilerini açıklayan Numanoğlu, ‘Rahim ağzı kanserinin en önemli belirtileri ise kanlı kokulu akıntı, cinsel ilişki sonrasında oluşan kanamalardır. Rahim ağzı kanseri oluşmadan önce HPV virüsü CIN1, CIN2 ve CIN3 basamaklarından geçmekte ve sürecin sonunda kansere dönüşüm olmaktadır. Kanserin oluşmasının engellenmesi için her iki cinsiyetin de cinsel birliktelik dönemi başlamadan önce mutlaka HPV aşısının yaptırması gerekir. Kanser riskini en aza düşürmek için 35 yaşına kadar da bu aşı yaptırılabilir. Rahim ağzı kanserinin henüz oluşmadan önceki dönemlerde saptanıp tedavi edilmesi de yaşamsal öneme sahiptir. Bunun için yaşa göre belirlenmiş olan aralıklarda tek başına ya da HPV testi ile birlikte yapılan smear taramaları hastalığın erkenden teşhis edilmesinde son derece önemlidir. Teşhis konulduktan sonra tedavi için cerrahi ya da radyoterapi kullanılmaktadır. Kemoterapi de cerrahi ya da ışın tedavisi ile beraber yapılabilmektedir. Cerrahi tedavi genellikle erken evre ve daha genç hastalardaki hastalar için tercih edilmektedir. Erken evre rahim ağzı kanserlerinde tedavi başarı şansı oldukça yüksektir. O nedenle erken evrede bulunan ve çocuk isteği olan hastalarda rahimi koruyan ameliyat alternatifleri oluşturulmuş ve başarıyla kullanım alanına girmiştir.’ dedi.
KONTROLLERİ ATLAMAYIN
Hastaların takibinde 6 ayda bir Ca 125 denilen kan testi ve ultrasonografi ile izlem büyük öneme sahiptir. Yumurtalık kanserinin tedavisi esas olarak yapılacak ameliyatla tüm tümörlü dokuların, lenf bezleri, ve omentumun çıkarılması şeklinde olmaktadır. Ameliyat sonrasında genellikle yaklaşık 6 ay süreli kemoterapi ile tedavi sürdürülmeli ve izlem yaşam boyu devam ettirilmelidir. Erken evre kanserler ve borderline olanlarda organ koruyucu yaklaşımlar eğer çocuk isteği varsa uygulanabilmektedir.
Edanur Aktürk - İstanbul Gündemi
Yorum Yazın