Hüseyin Baş’tan tepki! ‘Cevap verme gereği bile duymuyorum’
- İstanbul Gündemi
- 11.03.2022 - 11:54
“Bana siyasette bugüne kadar yapılan eleştiri tek bir cümleden ibaret” diyen Genel Başkan Hüseyin Baş, “O kadar şey söyledim, tek bir cümle bana eleştiri olarak geliyor. O da; ‘Babacan oğula siyaset yapıyor.’ Bu bana o kadar sığ ve saçma geliyor ki, cevap verme gereği bile duymuyorum. Ben bir şey söylüyorum, bunun konuyla ne alakası var? Ayrıca benim babam siyasetçi diye ben siyasi yasaklı mıyım, niye ben yapamayayım ki? Bu demokratik yöntemlerle seçilmiş bir durum” ifadelerini kullandı.
“Sevgi ağını zaman içinde emin olun kuracağız”
BTP lideri, “Bugün Türkiye‘de siyasetin geri kalmışlığını anlatmaya çalışan bir siyasetçiyim. Ben, ‘Çok geri kaldınız, çok sığ kaldınız bunları düzeltelim, bunu yeni bir mantığa, yeni bir dünyaya açalım’ diyen bir siyasetçiyim. Ben arkasına kocaman bir Atatürk resmini koymuş biriyim. Bence herkes sevmek zorunda, bu Atatürk için geçerli. Beni sevmesin, bana saygı da duymasın, burası benim için önemli değil. Ben şunun için hizmet ediyorum; Beni seven için, benimle gelecek kurmak isteyenler için, bana saygı duyanlar için hizmet ediyorum ama diğerleri için de hizmet edeceğim. Ama o beni sevsin sevmesin burası değil benim meselem. Günün sonunda ben bugün Türkiye‘de idarede olursam, emin olun hepsi beni sevecek çünkü ben kimseyle çekişmiyorum, kavga etmiyorum, kimseyle bir alıp veremediğim yok, kimseyle de bir kan davam yok. Ben böyle biriyim. O yüzden o sevgi ağını zaman içinde emin olun kuracağız. Bundan kesinlikle eminim” dedi.
“Çok eski bir bakış açıları var”
Türkiye‘de ilk defa oy kullanacak 6 milyonun üzerinde genç seçmen olduğunu da belirten Baş, “Ben bu seçmenin tamamını alabilecek potansiyelde biriyim. Niye? Çünkü ben bunlarla aynı dünyanın içindeyim. Onların beklentilerini biliyorum ve onlara cevap verebilecek bir hayat görüşüm var” var dedi açıklamalarına şu şekilde devam etti; “Bu iktidarı bu iktidarın çocukları yıkacak, onlar bile oy vermeyecek’, bu çokça propaganda edilir. Çok doğru, oy vermeyecek, ama sana da oy vermeyecek, seni de beğenmiyor ki... Muhalefetin çocuğu da muhalefete oy vermeyecek ki çünkü o da beğenmiyor o siyaseti. Bugün benim önümdeki tek sıkıntı şudur; Ben 1,5 yıllık genel başkanlık süreci olan bir siyasetçiyim. Dolayısıyla 1,5 yılda Türkiye‘nin tamamı tarafından tanınmak zor bir şeydir ama gün geldiğinde, çok kısa bir zaman sonra tüm Türkiye beni tanıyacak ve tanıdığı gün, ‘Ben aradığımı buldum‘ diyecek. O yüzden ben gençlere hep şunu söylüyorum; 10 yıl sonra bu insanlar yok ve yarın aramızda olamayacak insanlar bizim yarınımızı şekillendiriyor niye buna müsaade edelim. Gelin hep birlikte biz yarınımızı şekillendirelim. Hata yapalım, üzülelim, mutlu olalım, kavga edelim vs. insani bütün duyguları yaşayalım ama beraber yapalım, kendi geleceğimizi kendimiz kurgulayalım. Başkasına bunu emanet etmenin bir mantığı yok çünkü bugün herhangi bir siyasetçi üniversiteden bahsediyor ama üniversiteyi 1980‘de okumuş. Sen benim okuduğum üniversiteyi bilmiyorsun ki çünkü çok eski bir bakış açıları var” şeklinde konuştu.
“Ekonomiyi BTP düzeltir, çünkü milli ekonomi modeli var”
Ekonomiyi nasıl düzelteceksiniz sorusuna da cevap veren BTP lideri Baş, şunları söyledi: “Bu ülkede ekonomiyi ben düzeltirim, bunu bizden başka hiçbir siyasi parti yapamaz. Çünkü bizim parti olarak farklı bir formülümüz var, Milli Ekonomi Modeli var. Milli Ekonomi Modeli dediğimiz benim babam Prof. Dr. Haydar Baş‘ın yazdığı ve dünyada birçok ülkede uygulanana model. Ben bambaşka bir bakış açısı koyuyorum ve sizin kabul ettiğiniz ekonomik görüşlerin yanlış olduğunu söylüyorum. Özelleştirmeler Neo Liberal bakışın bize dayattığı fikirler ve kavramlardır; devlet istihdam yapmaz, devlet üretim yapmaz, bu rekabet kuralına da aykırıdır, devleti de yorar falan filan... E sonra? Elektrik faturaları canımızı yakıyor çünkü özelleştirdin. Bunu biz birçok sektörde yaptık, Cumhuriyetin bütün kazanımlarını özelleştirdik. Devlet bunu niye yapmasın? ‘Yapmaz yapmaz’ dedik yapmadık, niye yapmasın? Bunu kimse sormadı. Yapabilir, çok daha iyisini de yapabilir, rekabet içinde de olabilir, vatandaşını da bu işe katabilir. Bunun gibi benim anlattığım bambaşka bir ekonomik dünya var. Vatandaşımızın parası yok. Enflasyonun, fiyatların bu ortamdan geri çekildiği bir ortama dönmesini bekliyorsak çok yanılıyoruz, dönmeyecek! Bugüne kadar hiçbir şey dönmemiştir. Dolayısıyla bunun çözümü vatandaşın daha zenginleşmesini sağlamaktır. Ekonomiye başka bir bakış açısı lazım, üreten, tüketen, vatandaşı için var olan bir devlet algısı ortaya koyarsak ekonomideki problemi temelli bir şekilde ortadan kaldırabiliriz.”
Haber Merkezi-İstanbul Gündemi
Yorum Yazın