ENVER SEDAT ÇAKIROĞLU: 'GELİN, SİZ DE BU ZULME DUR DEYİN!'

Gelecek Partisi Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkanlığı‘nın düzenlediği imza etkinliğinde konuşan Ümraniye İlçe Başkanı Av. Enver Sedat Çakıroğlu, “Orada gerçek bir zulüm var. Evet, bunu biliyoruz. Zamanında iktidar partisi de bunu biliyordu ama ne yazık ki bu zulme sessiz kalınıyor” diyerek iktidarın Uygur Türkleri’ne yapılan baskılara sessiz kalmasını eleştirdi.

‘BASKI, ZULÜM VE ASİMİLASYON POLİTİKASI’

Ümraniye Çarşı Metro Çıkışı’nda düzenlenen imza kampanyası sırasında gazetecilere demeç veren Çakıroğlu, yaptığı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Biz burada bugün Çin Halk Cumhuriyeti‘nde ve Doğu Türkistan bölgesinde yaşayan Uygur Türkleri’ne karşı epey zamandır baskı ve zulüm altında bir asimilasyon politikası ile karşı karşıya kaldığını görüyoruz. Bu nedenle bugün Türkiye Cumhuriyeti‘nde, Ümraniyemiz‘de, İstanbulumuz‘da bir kamuoyu oluşturabilmek için burada bir imza kampanyası düzenledik. Gelecek Partisi olarak buradaki kampanya tüm Türkiye‘de düzenleniyor. Türkiye Cumhuriyeti‘nde yaşayan insanların Doğu Türkistan halkının yanında olduğunu bilmeleri için biz bu kampanyayı düzenledik” dedi.

‘BİZE YAKIŞAN, ZULME UĞRAYANLARIN YANINDA OLMAKTIR’

“Biz köklü bir medeniyetin parçasıyız” diyen Çakıroğlu, “Zulüm nerede olursa olsun! İster Hristiyan olsun, ister Müslüman olsun. Dili, dini, rengi ne olursa olsun, zulme uğrayan insanların yanında olmuştur” diyerek orada zulüm altında yaşayan insanların sıkıntılarını görmek ve onlara yardım etme konusunda girişimlerde bulunmanın çok önemli olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti: “Şimdi bize yakışan da Türkiye‘deki insanlara, Müslümanlar‘a, Türkler‘e yakışan şekilde; zulme uğrayan insanların yanında olmaktır. İşte bunu göstermek için onların yanında olduğumuzu hissettirmek için bugün buradayız. Ama üzülerek görüyoruz ki Doğu Türkistan‘da yaklaşık 3 milyon Uygur Türk’ü bir çeşit baskı politikasına, kültürlerini yaşayamama, dinlerini yaşayamama ve asimile edilme ile karşı karşıya olduklarını görüyoruz. Bu bizi yürekten yaralıyor. Örneğin; uluslararası gözlemcilere göre Çin‘de siyaset kampı adı altında insanlar kamplara zorla alındığı ve asimilasyon politikalarının uygulandığı açıklanıyor. Çin, dünyanın tüm duyarlılığına rağmen kapılarını açıp iddiaların hiçbirini şeffaf bir şekilde açıklamıyor. Oradan kaçan, ülkemize sığınan insanlar oluyor.'

‘1 MİLYON İNSAN SİYASET KAMPI ADI ALTINDA ASİMİLE EDİLİYOR’

39 devletin bir araya gelerek imzalanan bir anlaşmadan da bahseden Çakıroğlu, imzalanan metin hakkında şu detaylara dikkat çekti: “Geçtiğimiz aylarda Birleşmiş Milletler genel kurulunda 39 devletin imzası ile bir metin yayınlandı. Bu metinde Çin Halk Cumhuriyeti‘nin, Doğu Türkistan‘da yapmış olduğu asimilasyon politikalarını durdurması için insan hakları gözlemcilerine bölgeyi açması ve iddiaların araştırılması ile alakalı bir metin genel kurulda okundu. Artık dünya tarafından kabul edilmiş bir baskı politikasını bir asimilasyon politikasının olduğunu biliyoruz. Düşünün, şimdi 1 milyon insan siyaset kampı adı altında zorla getirildikleri bir kampta tutuluyor. Onlara simülasyonlar yapılıyor. Çinli erkeklerle Uygurlar evlendirilerek demografik değişiklik oluşturulmaya çalışıyor. Orada da bu insanlar bu zulümden kaçıyor. Türkiye‘de de biliyorsunuz ki çok sayıda Uygur Türkü yaşıyor. Bunun partiler üstü bir mesele olduğunu düşünüyoruz ama bugün ülkemizi yöneten iktidarın, Cumhur İttifakı‘nın konuya duyarsız kaldığını üzülerek görüyorum.”

‘O ANLAŞMANIN İÇİNDE TÜRKİYE CUMHURİYETİ NEDEN YOK?’

Çin zulmüne karşı Türkiye Cumhuriyeti’nin aldığı tutumu eleştiren Gelecek Partisi Ümraniye İlçe Başkanı Av. Enver Sedat Çakıroğlu, sözlerini şu açıklamalarla bitirdi: “Bundan 10 yıl önce 2010 yıllarında ülkemizin Cumhurbaşkanı, ülkemizin Başbakanı çok net bir şekilde Çin‘in soykırım yaptığını, Uygur Türkleri’ne karşı soykırım yapıldığını defaatle ifade ettiler. Ama bugün yine aynı Cumhurbaşkanı konuya maalesef sessiz kalıyor. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli konuya sessiz kalıyor. Bir de şöyle bir şey var; bırakın sessiz kalmayı, şimdi en son Çin Halk Cumhuriyeti ile Türkiye bir anlaşma imzaladı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti imzalamış! Şu an Meclis Genel Kurulu’nda komisyonda suçluların geri iade edilmesiyle alakalı bir anlaşma. Çin Halk Cumhuriyeti oradan, zulümden kaçan insanları terörist olarak görüyor ve geri almak için ülkeleri de takip ediyor. Şu anda Türkiye‘de yaşayan Uygur Türkleri’nin geri iadesi ile ilgili bir konu gündemde, meclis genel kurulunda bekliyor. Bunu hükümet onaylamış, meclise getirmiş durumda ve artık bizim insan olarak, Müslüman olarak, Türk olarak şunu yapmamız gerekiyor; o kanunun çıkmasını engellemek! O kanunun çıkmasının karşısında duyarlılık oluşturmamız gerekiyor. Burada en büyük yük AK Partililer‘e MHP’lilere düşüyor. Siyasete bunu gömüp bu mazlum insanların haklarını dile getirilmesinde biz yer almalıyız. Bakın o 39 ülke içinde; Bosna-Hersek var. Estonya Letonya var. İngiltere var. Fransa var. O 39 ülkenin içerisinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak devletimin de imzasını görmek istiyorum. Şu demek değil, Çin Halk Cumhuriyeti ile ilişkilerimizi kopartalım, şunu yapalım, bunu yapalım. Hayır, oradaki insan haklarının engellenmesinin ihlal edilmesine engel olmak bununla ilgili girişimlerde bulunmak. İşte bizim bütün amacımız bu.”

TUĞÇE HUY - İSTANBUL GÜNDEMİ