CHP’den İBB Başkan Adayı Tanıtım Toplantısı! İmamoğlu ve Özgür Özel...
Cumhuriyet Halk Partisi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Tanıtım Toplantısını gerçekleştiriyor. CHP lideri Özgür Özel ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu toplantıda önemli mesajlar verdi.
- İstanbul Gündemi
- 05.01.2024 - 12:05
- Güncelleme: 05.01.2024 - 13:37
CHP'nin Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlediği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Tanıtım Toplantısı'nda resmi olarak Ekrem İmamoğlu'nun yeniden aday olduğu açıklandı. Genel Başkan Özgür Özel ve İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de lansmana katıldı.
SEÇİM ÇALIŞMALARINA START VERECEK
Toplantı sonrasında İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu "Tam yol ileri" sloganıyla seçim çalışmalarını başlatacak.
ÖZGÜR ÇELİK
“Tarihi bir seçime gidiyoruz. Neden tarihi bir seçim. Çünkü ülkemizin ve İstanbul'un merkezi yönetiminden kaynaklı çok ağır sorunları var. İstanbul 2019’dan beri katılımcı, adil bir yönetim tarafından yönetiliyor. Ekrem İmamoğlu yönetiminde önemli başarılar elde etti. Bu başarılar büyük engellemelere maruz kaldı. Hizmetleri engellemeye çalışanlara sesleniyorum. Burada cezalandırmaya çalıştığınız CHP değil, Ekrem İmamoğlu değil, İstanbullulardır ve İstanbullular bunu görüyor. Güzel yürekli ülkemizin güzel insanları bu tabloyu hak etmiyor. Bu yüzden tarihi bir seçim. 2028’e giderken halkımıza umut olacağız.”
“MUTLAKA KAZANACAĞIZ, MUTLAKA KAZANACAĞIZ, MUTLAKA KAZANACAĞIZ!”
“Biz bu ülkenin çimentosuyuz. CHP, “Yurtta barış” diyen, “Dünya’da barış” diyen Gazi Mustafa Kemal’in partisidir. Genel Başkanımız Özgür Özel öncülüğünde halkın gönlüne sevgi tohumları ekeceğiz. İstanbul’un 39 ilçesinde 30 bin sandığı 100 bin kişiyle savunacağız. İstanbul’u yeniden kazanacağız. Bunu İstanbul İttifakı’yla başaracağız. Mutlaka kazanacağız, mutlaka kazanacağız, mutlaka kazanacağız!”
ÖZGÜR ÖZEL
“Napolyon’un bana dünyayı verseniz ona başkent yaparım dediği şehirde, Fatih Sultan Mehmet’in çağ açıp çağ kapattığı şehirde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu ülkenin ziyneti dediği şehirde beş yıldır hizmet veren Ekrem İmamoğlu’nun yeniden beş yıl hizmet vermesi için bir aradayız. Bir ülkenin olabilmesi için o ülkenin ordusunun sınırlarını koruması ve bir sözleşmesi olması lazım. Bir sözleşmemiz var. Hepimizin üzerinde mutabık olduğu bir anayasamız yok ama ilk dört maddesinde mutabık olduğumuz bir anayasamız var. O anayasa, değiştirilene kadar hepimizi bağlıyor. Eğer siz o anayasanın bir maddesini yok sayarsanız başka birinin de başka bir maddeyi yok sayma tartışmasını kabul edersiniz.”
“CAN ATALAY’I, OSMAN KAVALA’YI SELAMLAMAK İSTERİM”
“Sivil bir anayasamız yok ama hepimizin mutabık olduğu maddelerin yer aldığı anayasamız var. Öyle yapay bir gündemle karşı karşıyayız, birileri çıkıp bu madde benim için yok diyor. Sebebi kendi güttüğü kan davası. Birileri devletin temeli olan anayasayı yok saymaya kalkıyor. Bütün yetki bende diyen birisinin kişisel kini yüzünden olmaktadır. Onun davası kini Gezi davasıdır. Elbette 16 milyon İstanbullu olanı biteni bilmektedir. Burada 16 milyon İstanbullunun temsilcileri var. Burada iki büyük ailenin temsilcileri var. Birisi Cumhuriyet Halk Partisi ailesidir, diğeri İstanbul Büyükşehir Belediyesi’dir. Bu iki ailenin ortak bir çocuğu var: Tayfun Kahraman. Burada Tayfun Kahraman nezdinde, Can Atalay’ı, Osman Kavala’yı, Çiğdem Mater’i selamlamak isterim. Bu insanlar her biri temsil ettikleri meslek grubu yöneticileri olarak Gezi Platformu’nda yer aldılar. Bu insanlar dönemin başbakanıyla görüşmek istediler. Gezi’de bir kişinin daha burnunun kanamaması için çaba sarf ettiler. Bunun için altı madde istediler. Ne istiyorlardı: Ağaçları kesmeyin diyorlardı. Gezi Parkı’nı kesip yerine Topçu Kışlası yapmayın, AKM’yi yıkıp yerine AVM yapmayın, gençleri nezarethaneye atmayın diyorlardı.”
“GEZİ’DE BİR KİŞİNİN DAHA BURNUNUN KANAMAMASI İÇİN ÇABA SARF ETTİLER”
“Bugün Gezi Parkı yerinde duruyorsa Mücella Yapıcı sayesinde, Can Atalay sayesinde, Mine Özerden sayesinde duruyor. Bugün AKM, AKM olarak duruyorsa arkadaşlarımız sayesinde duruyor. Bugün AKM, AKM olarak duruyorsa arkadaşlarımız sayesinde duruyor. Bu insanlar her biri temsil ettikleri meslek grubu yöneticileri olarak Gezi Platformu’nda yer aldılar. Bu insanlar dönemin başbakanıyla görüşmek istediler. Gezi’de bir kişinin daha burnunun kanamaması için çaba sarf ettiler. Bunun için altı madde istediler. Ne istiyorlardı: Ağaçları kesmeyin diyorlardı. Gezi Parkı’nı kesip yerine Topçu Kışlası yapmayın, AKM’yi yıkıp yerine AVM yapmayın, gençleri nezarethaneye atmayın diyorlardı. Bugün Gezi Parkı yerinde duruyorsa Mücella Yapıcı sayesinde, Can Atalay sayesinde, Mine Özerden sayesinde duruyor. Bugün AKM, AKM olarak duruyorsa arkadaşlarımız sayesinde duruyor.”
"İSTANBUL'DA İLK METRONUN TEMELİ SÖZEN TARAFINDAN ATILDI"
“Biz bu ülkeye önce bağımsızlığı getiren partiyiz. Sonra bu ülkeye çok partili rejimi, parlamenter rejimi getiren partiyiz. Sonra bu ülkeye sosyal devlet anlayışını ve sosyal belediyeciliği getiren partiyiz. Türkiye’de yerel yönetimler tarafından ilk kez ortaya konulan kentsel dönüşümden toplu konut projelerine, metrodan metrobüse, hafif raylı sistemden biyolojik arıtma tesislerine kadar bugün bir çoğu bu salonda olmayan Cumhuriyet Halk Partili sosyal demokrat belediye başkanlarının ve onların inanmış kadrolarının eseridir. İstanbul’da ilk metronun temeli 1991’de Nurettin Sözen tarafından, İzmir’de Yüksel Çakmur tarafından atılmıştır.”
SUUDİ ARABİSTAN'DA OYNANMAYAN DERBİ
“Şimdi diyorlar ki bunlar bize darbe yapmaya çalıştılar. Mahkeme salsa da salmam diyor. Her şeye ben karar veririm diyor. Ama İstanbul’un iki güzide takımı 100’üncü yılın son derbisini oynayacak. Alıp onları Riyad’a götürüyorlar. Sanki bilmezmiş gibi onlar gelince Anıtkabir’e gitmiyorlar. Sanki bilmezmiş gibi senin bir adım önüne gelip ‘Merhaba asker’ diye Türkçe selamlamaktan yani Türkçe’yi saygıyla ağzına almaktan imtina eden birinin ne yapacağını bilmezmiş gibi İstanbul’un, İzmir’in Türkiye’nin hak ettiği son derbiyi götürüyor ve orada Gazi Mustafa Kemal’i utanmadan pazarlık konusu yapmaya niyetleniyorlar sonra biz çıkıp her şeyden sen sorumlusun da bu konuda neden sorumlu değilsin diye sorduğumuzda açıklama yaptırıyorlar cumhurbaşkanımızın bu konuda bir dahli yok, bunu kulüplere sorduk biz yaptık diye. Dahlin yoksa Gezi’den de elini çek, dahlin yoksa bu milletin evlatlarından elini çek. Yok her şeyi sen biliyorsan o maçı da oraya sen götürdün, o Suudi Arabistanlıların İstiklal Marşı’nı okutmayız diyecek hadsizliğin sorumlusu da sensin Recep Tayyip Erdoğan.”
EKREM İMAMOĞLU
“Gazi Mustafa Kemal Atatürk 10. Yıl Nutku'nda böyle der: "Az zamanda çok büyük işler yaptık" ve ardından şöyle der: "Fakat yaptıklarımızı asla kâfi göremeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz." Hazır mıyız İstanbul? Aziz Atatürk'ten aldığımız ilhamla her türlü engele rağmen az zamanda çok ve büyük işler başardık. Bunca engele rağmen başardıklarımız bize güven ve cesaret veriyor. Bu cesaretle bir kez daha İBB aday tanıtım toplantısı için karşınızdayım. Beni oybirliğiyle aday ilan eden partimizin genel başkanı saygıdeğer Özgür Özel'e ve partimizin yetkili karar organında bulunanlara teşekkür ederim.”
“DAHA BÜYÜK İŞLER BAŞARACAĞIZ”
“Yeniden aday olmak için kendinize güvenmeniz yetmez. Ekibinize, partinize, örgütünüze, vizyonunuza ve elbette ki 16 milyon İstanbullunun aklına ve vicdanına güvenmeniz gerekir. Sizlerin iradesiyle 2019'da bu şehirde köklü bir değişim başardık. Sizlerin desteğiyle biz başardıkça onlar 25 yılda yaptıklarını bizim 4.5 yılda yaptıklarımızla kıyaslamak zorunda kaldılar. Bu başarı hepimizin. Başarı İstanbul'un başarısıdır. Tüm inancımla söylüyorum ki hep birlikte başarmaya devam edeceğiz. 31 Mart 2024'te sizlerin iradesiyle İstanbul'u yeniden kazanacağız. Allah'ın izniyle daha büyük işler başaracağız çünkü engellemelere karşı bağışıklık kazandık. Hizmet ürettik, tecrübe kazandık. Engelleme refleksleri küçüldükçe küçüldü. Toza dönüştü görmüyoruz artık. Engelleri aşa aşa ustalaştık. Başarıya nasıl ulaşacağımızı artık çok daha iyi biliyoruz. Sevgili dostlar her yerde şunu söyleyin: İstanbul başardık. İstanbul daha çok ve daha büyük işler yapmaya sizlerle birlikte devam edecek çünkü artık İstanbul senin. O İstanbul benim diyenlerden kurtuldu. İstanbul senin, İstanbul 16 milyonun, İstanbul herkesin.”
“16 MİLYONUN KUL HAKKINI YEDİLER”
“5 yıl önce yola çıktığımızda İstanbul durmuştu. İstanbul bezgindi. İstanbul değişim istiyordu. İstanbul yeni bir ses yeni bir nefes yeni bir vizyon istiyordu. İstanbullunun iradesi değişimle sonuçlandı. İşlerine gelince millet iradesini ağızlarından düşürmeyenler ne yaptılar. Demokrasi tarihimizin en büyük utancına imza attılar. Milletimizin iradesini çiğnediler. 16 milyonun kul hakkını yediler. Kesinlikle her şey çok güzel olmaya devam edecek. Sevgili dostlar 16 milyon İstanbullu bizi ikinci defa çok büyük bir farkla iş başına getirdi. Bu büyük millet o gün sadece demokrasiye sahip çıkmadı. İstanbul'da çok güçlü bir değişim talep ettiğini bütün dünyaya ilan etti. İşte biz o günden itibaren 'Bir marifet bin mazeretten iyidir' diyerek işe koyulduk. Mazeret yerine marifet göstermek için var gücümüzle çalıştık. Onlar ne dedi 'Seni topal ördek yapacağız' dedi. Ama dedikçe biz atom karınca olduk.”
“TÜM ENGELLEMELERE İNAT İŞİMİZE BAKTIK”
“Onlar ayağımıza pranga bağladıkça biz zincirleri kırdık. Onlar 'Meclis çoğunluğu bizde sana İstanbul'u yönettirmeyeceğiz' dedikçe, biz onların aklına gelmeyecek ahlaklı yeni yollar bulduk. Onlar milleti bölmeye çalıştıkça biz birleştirmeye, kucaklaştırmadan yana olmaya devam ettik. İstanbul'a hizmette tarihin en hızlı koşucusu olduk. Bizi durduramayacaklarını anladıkça kızgınları arttı. O kadar kızdılar ki Ankara'dan ne kadar müfettiş varsa üzerimize gönderdiler. Onlarca yıl kapısından tek denetçi geçmemiş birimlerimiz ve özellikle iştirak şirketlerimiz yeni daimi mekanları oldu. Durmadılar daha önce kazandığımız konularda bile yeni davalar açtılar. Geçmişe döndüler. Beylikdüzü'ne gittiler, 30 yıllık iş yaşamımın içine girdiler. İçi boş gerekçelerle dava açıp özel görevlendirilmiş hakimlere özellikle kararlar verdirmek için kumpas kurdular çaba gösterdiler. Bakanından vekiline gazetecisinden bürokratına her gün yeni bir yalana, algı operasyonuna sarıldılar. İftira üstüne iftira attılar. Her sabah bir krizle, iftirayla uyandık. Peki biz ne yaptık. Tüm engellemelere inat işimize baktık. Kazanan İstanbul, kazanan Türkiye oldu.”
“BİZDEN ÖNCEKİ YÖNETİM İKTİDARLA AYNI PARTİ OLMASINA RAĞMEN HİZMET ÜRETMEKTEN UZAKLAŞMIŞTI”
“Yine de ilk başkanlık dönemimiz kolay olmadı. Göreve devraldığımızda İstanbul neredeyse durmuştu. Bizden önceki yönetim iktidarla aynı parti olmasına rağmen hizmet üretmekten uzaklaşmıştı. İşlerine bakmıyorlardı. Ben aynı dönemin 5 yıllık ilçe belediye başkanıydım. Olanları görüyorduk. Bakınız ben 5 yıl İstanbul'un en büyük ilçelerinden birinde olmama rağmen büyükşehirler aynı sokakta, aynı caddede tek bir iş için yan yana duramadık. Çünkü başta CHP'li belediyeler olmak üzere İstanbul'un bütün önemli projelerini yok saydılar. İsraf düzeni İstanbul'un kaynaklarını tarumar etmişti. Bizim devraldığımız belediyede metro projeleri tamamen durmuştu. Bazıları 1.5 yıl duruyordu. Bazıları 2016'da 2017'de ihale edilmiş olmasına rağmen hiç başlanmamış haldeydi. İştirak şirketleri vergi borcuna batırılmış ve ihale yasaklısıydı. Bugün parlak isimleriyle tekrar Türkiye'nin markası haline gelen iştiraklerimiz İBB'nin bile ihalesine giremiyordu. Müteahhitlere karşı boynu bükük ve otobüsüne aldığı akaryakıtın borcu icralık olmuş belediyeydi.”
“KURUMUMUZUN KASASINDA 6 MİLYON LİRA BIRAKMIŞLARDI”
“Kasasında sadece 6 milyon lira bırakılmış bir belediye. 6 milyon ne demek 2019'da biliyor musunuz? İBB'nin bir saatlik gideri bile değildi. Peki niçin 6 milyon lira kalmıştı. Bunu da size hatırlatayım. Cumhuriyet tarihinde hiç olmamış şekilde 1 milyar 600 milyon lira o günün parasıyla devasa bir para, bugün 7 ile 8 ile 10 ile çarpın. Her ayın sonu sizin maliye payınız yatar. Seçim ne zaman 23 Haziran. Peki bu para ne zaman yatacak? Ayın sonunda yatacak. Ne yaptılar. Biliyorsunuz o dönem 50 günlük kayyum vali atanmıştı, belediyeyi o yönetiyordu. 1 milyar 600 milyon lirayı 16 gün önce hesaba yatırdılar ve 23 Haziran'a kadar da dağıttılar. Cumhuriyet tarihinde olmuş bir şey değil. O zaman dün gibi hatırlıyorum. Sadece personel maaşı 300-350 milyon lira olan kurumumuzun kasasında 6 milyon lira bırakmışlardı. Bu şaka değil. Bu uydurma bir iş değil. Söylediklerimiz içerisinde tek doğruları vardı. 23 Haziran'da bizim kazanacağımız. Onun için nasıl bir kasa devraldığımızı anlayın. Ardından insanlık tarihinde görülmemiş bir salgın geçirildi. Yanlış ve kasıtlı politikalarla ülkemiz çok ağır bir ekonomik krizin içerisine sokuldu. Hala devam ediyor. Salgın ülkemiz ve şehrimizi kavururken dahi boş durmadık. Kovid döneminde sokak sokak, cadde cadde çalıştık. Bütün İSKİ çalışanlarına teşekkür ediyorum.”
“ONLARIN ÜRETTİĞİ İŞİN İKİ KATINI ONLARIN HARCADIKLARI BÜTÇENİN YARISINA BİTİRMEYE BAŞARDIK”
“2009'da bir selde 31 vatandaşımızı kaybettik. İnanın ihmal edilmiş meselelerinin tamamını çözmek için kolları sıvadık. Çalıştık ve başardık. Pandemi salgınıyla başa çıkmaya çalışırken bilimden uzaklaşan iktidarın inatla ve üst üste yaptığı hatalar yüzünden tarihimizin en büyük krizini yaşıyorduk. Enflasyon, döviz kurları ve işsizlik aldı başını gitti. Milletçe fakirleştik. Satın alma gücümüz ciddi şekilde düştü. Biz de İBB olarak bu süreçte gerçekten fakirleştik. Çalıştığımız her işin, yürüttüğümüz her projenin maliyeti 4 kat 5 kat bu dönemlerde arttı. İhaleler iptal edildi. Artan krizden dolayı hükümetin çıkardığı bir genelgeyle yüzde 15'in altında işi olan müteahhitler tek tek işleri iptal ediyorlardı. Ama şunu söyleyeyim her yürüttüğümüz projenin maliyeti artarken israfı bitirdiğimiz için bu çok önemli bir şey. Hep söyleriz 'bereketli olsun' der. Şunu söyleyeyim İstanbullu hemşerilerim sayesinde bizi seçtikten sonra öyle hijyenik bütçe yönettik ki israfa son verdiğimiz için biz bu zor dönemde bile onların ürettiği işin iki katını onların harcadıkları bütçenin yarısına bitirmeye başardık.”
“İSTANBUL RAYLI SİSTEMLERDE DÜNYA REKORU KIRDIK”
“Onlar taksi sorununu çözmeyi engellerken, 300 metrobüs satın almamız, Beylikdüzü-Sefaköy metrosunu başlatabilmemiz için 2 yıldır tek bir imza atmazken biz büyük işleri başarmaya devam ettik. Onlar devasa medya gücüyle tek bir ağızdan algı operasyonları yaparken biz her gün yeni temeller, projeler tamamladık. Allah'a çok şükür. İçim rahat. 5 yılda yaptıklarımızı 5 ana başlıkta sizinle hızlıca paylaşacağım. İnanın tüm zamanların en büyük ulaşım atılımını başlattık. Bizimle birlikte İstanbul raylı sistemlerde dünya rekoru kırdık. Aynı anda 10 hat metro inşasıyla tarihin en büyük atılımını yaptık. Mart ayında açacağımız iki yeni metro hattımızla göreve geldiğimizden bugüne raylı sistemlerde 65.1 KM hat ve 62 istasyonu tamamlamış olacağız. Bu da yıllık 13 KM'ye tekabül ediyor. Gururla ifade ediyorum ki bizden önceki 25 yılın ortalamasının dört katından daha fazla metro hattını her yıl İstanbul'a kazandırdık. Onun için 25 yıllarıyla bizim 4.5 yılı kıyaslıyorlar. Onun için kıskanıyorlar. 1.5 sene sonra 45.7 KM daha İstanbul'a kazandıracağız. Rekorlar kırmaya devam edeceğiz.”
“KARAYOLU ULAŞIMINA YAKLAŞIK 9 MİLYAR LİRALIK YATIRIM YAPTIK”
“Karayolu ulaşımına yaklaşık 9 milyar liralık yatırım yaptık. Trafiği rahatlatmak için 155 kavşak tamamladık. Diyecekler ki bunları biz de yapıyorduk. Yahu burada Silivrili dostlarım da vardır. Silivrili dostlarım da bilirler. Buradan giderken Tekirdağ'a doğru gidersiniz Selimpaşa'da yol biter. Bir anda D-100 karayolu biter. Bir daha D-100 karayolunu bulana kadar uğraşırsınız. İşte biz onların 25 yıldır yapmadığı o kavşak dahil onun gibi 155 kavşak bitirdik. 232 caddeyi sil baştan yeniledik.”
“ALT YAPI SORUNLARINI ÇÖZDÜK”
“İkinci başlığımız İstanbul'un kangrenleşmiş alt yapı sorunlarını çözdük. Kurban bayramlarında 'Boğaz kana büründü' haberleri yapılamaz oldu. Terkos'tan aldığımız ham suyu İkitelli arıtma tesisine taşıyan 33.6 KM uzunluğunda Terkos-İkitelli isale hattını tamamladık. Bu bir metro hattı genişliğinde bir tüneldir. Aralarında ileri biyolojik arıtma tesisi, biyolojik atık su arıtma tesisi, içme suyu arıtma tesisleri olan 6 büyük altyapı tesisini hizmete açtık.”
“MİLLETİN PARASINI MİLLETE VERİYORUM”
"Üçüncü başlık olarak İstanbul'un daha adil bir şehir olmasını sağladık. 257 bin çocuğa 24 milyon litre süt dağıttık. Hani sordu ya 'göremiyoruz nerede o sütler' diye. Biz kimse görmeden ailelerin evlerine bıraktık. Annelerle muhatap olduk. 388 bin dar gelirli aileye nakit desteği verdik. 614 bin anneye anne kart verdik, çocuklarıyla birlikte. Kimin parasını kime veriyorsun dedi. Ben de cevap verdim: milletin parasını millete veriyorum. İlk kez bizim dönemimizde 300 bin üniversiteliye burs, 350 bin ilk ve ortaöğretim öğrencisine eğitim desteği verdik. Hani yıllarca dediler ya CHP bizim burs vermemizi engelliyor. İki türlü yalan söylüyorlar. Birisini söyleyeyim: Hayır, engellemiyorlar. Burs verdiler. Ama nasıl verdiler? Onlar çok şanslı insanlara burs verdiler. Bazı insanlara 200 bin dolar, 150 bin dolar verip sonra onları milletvekili ve parti yöneticisi yaptılar. Biz ise sadece bu yıl 100 bin kişiye kişi başı yedi bin 500 liradan 750 milyon lirayı anasının ak sütü gibi milletin evlatlarına verdik. Beş bini aşan öğrencimiz var. Mecidiyeköy’ün meydanından Kadıköy’ün meydanına kadar yurt yapıyoruz. Oraya bir rezidans dikebilirdik. Mecidiyeköy Meydanı’ndaki yere ticaret alanı dikebilirdik. Hayır, arkadaşlarımızla oturduk burada yurt yapacağız dedik. Niçin? Çünkü öğrenciler İstanbul’a gelemiyor. 500 bini aşkın öğrenci ya üniversiteyi bıraktı, ya üniversiteye devam edemedi ya da üniversiteye başlayamadı. Gençlerin hayalleri yıkılıyor. O yüzden yurt yapmaya devam edeceğiz."
"ATATÜRK'ÜN HALKÇILIK İLKESİNİN NEFERLERİ OLARAK..."
“İstanbul’un krizlere ve afetlere direncini arttırdık. Dört yılda 91 nazım imar planı güncelledik. Bakın bizden önce belediye meclis çoğunluğu da onlardayken yapamadıkları 100’e yakın imar planını başta AKP'li belediyeler olmak üzere bütün belediyelerle istişare içerisinde, şeffaflıkla çıkardık. Bu sayede binlerce vatandaşımız 40-50 yıl bekledikleri tapularının sahipleri oldular. 2019’da biz seçilmemiş olsaydık neler olurdu? Herkes bir düşünsün. Bu şehrin geçmişinden kesitlerle düşünsün. Bu şehrin halka çevrilmiş kaynakları, israf düzeni temsilcilerinin cebine akmaya devam ederdi. Bu şehrin gurur kaynağı olan halkçı belediyecilik yerine Mustafa Kemal Atatürk’ün bize emanet ettiği halkçılık ilkesinin neferleri olarak bizlerin uygulamasının uygulamaları yerine ‘Ben yaptım oldu’ diyen belediyeciliğe devam etselerdi çevreyi talan etmeye devam ederlerdi.”
"YANGINI SÖNDÜRMEK İÇİN TENSİP ARAYAN AKIL"
“Sayın genel başkanım, bu maç işine değindiniz. Şunu söylemeden gidemeyeceğim. Bir bakanın açıklaması şöyleydi: Sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle yangını söndürmek için araçları harekete geçirdik. Yangını söndürmek için tensip arayan akıl buradan kalkacak iki takımı Suudi Arabistan’a götürecek. Allah aşkına kim inanır buna?”
"YOK SAYARLARSA MİLLET DE YOK SAYACAK"
“İstanbul’da hizmet ziyafeti başlayacak. Sizlerin kararlı iradesi görüldükten sonra iktidar artık daha fazla vatandaşla inatlaşamayacak. Biz de hiçbir siyasi hesaba kapılmadan evet hükumetle birlikte daha çok ve daha yakın çalışacağız. Bunun başka bir yolu yok. Hiçbir iktidar ülkenin en büyük şehrinin açık ve net iradesini yok sayamaz, sayamayacak. Yok sayarsa millet de onları yok sayacak, gönderecek. O yüzden bizimle birlikte çalışacaklar.”
"SAYIN CUMHURBAŞKANINI ŞİKAYET EDECEĞİM"
"Bu şehir yaşayan herkesin şehri olacak. Bu şehir, gayrimüslimlerin de şehri. Kürtlerin de şehri. Bu şehir bu şehirde yaşayan Caferilerin de şehri. Boşnakların da şehri. Aynen 86 milyon vatandaşımızın şehri olduğu gibi. Bu şehir Romanların şehri. Bu şehirde yaşayan herkes bu şehrin sahibi olacak. Sefaköy-TÜYAP-Beylikdüzü metro hattı. Kredisi hazır, projesi hazır. Bir imza bekliyor. Seçim boyunca o imzayı atana kadar ben Sayın Cumhurbaşkanını ve bütün yetkilileri, dört milyon insanın yaşadığı Bakırköy’den Beylikdüzü’ne, Büyükçekmece’den Avcılar’a, Küçükçekmece’den Başakşehir’e herkese şikayet edeceğim. Bir mürekkep bir kalem. Ne kefaret istiyoruz ne bir şey! Sadece onay."
"2036 OLİMPİYATLARI’NI İSTANBUL’A BİZ GETİRECEĞİZ"
"İlk dönemimizde İstanbul’un yaratıcılığını açığa çıkaracak projelere kabul ediyorum ki istediğimiz kadar ağırlık veremedik. Yeni dönemde öncelikle hedeflerimiz arasında bu da var. Dünyanın yaratıcı sermayesinin bir kısmını İstanbul’a akması için hep birlikte çalışacağız. 2027 Avrupa Oyunlarını ve iddia ediyorum ki biz attığımız temeli yarım bırakmayız. Başladığımız işi yarım bırakmayız. 2036 Olimpiyatları’nı İstanbul’a biz getireceğiz!"
Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu ve Özgür Çelik, İmamoğlu'nun konuşmasını bitirmesinin ardından birlikte poz verdi.
Haber Merkezi – İstanbul Gündemi
Yorum Yazın