Başkan Dikmen’den ‘Metin Gürcan’ çıkışı

Dikmen, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan’ı ‘O casusun genel başkanı, onun adı artık casusun genel başkanı. O ilk önce casusluğun hesabını versin.’’ dedi.

Vatan Partisi Sarıyer İlçe Başkanlığı’nın ‘Türkiye’nin Çıkış Yolu’ sloganıyla Elaşina Restaurant’ta düzenlediği kahvaltılı basın toplantısına Aydınlık Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa İlker Yücel, Vatan Partisi İstanbul İl Başkanı Cem Dikmen, Vatan Partisi Sarıyer İlçe Başkanı Mesut Çalışkan’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda partili ve gazeteciler katıldı.

DİKMEN: ‘‘TÜRK YARGISI, TÜRK EMNİYETİ METİN GÜRCAN’LARA GÖZ AÇTIRMIYOR’’

Kahvaltıda konuşan Vatan Partisi İstanbul İl Başkanı Cem Dikmen, Türkiye’nin ekonomi, siyaset ve askeriyeden kuşatılmaya çalışıldığını kaydetti. Dikmen, ‘‘Vatan Partisi olarak biz kimseye boş vaatlerle bir hayal satmıyoruz. Vatan Partisi hayal satanların partisi değil. Vatan Partisi gerçekleri omuzlayanların, zorlukları omuzlayanların partisidir. Önümüzde şöyle bir süreç var; 2022 yılının zorluklara gebe olduğunu görüyoruz. Ekonomi, siyaset ve askeriyede zorluklarla mücadele var. Türkiye özellikle bu üç cepheden kuşatılmaya çalışılıyor. Askeriyede kuşatmalara bakıyoruz işte Yunanistan’da 17 tane ABD üssünü görüyoruz, bize doğru dönmüş namluları görüyoruz. Siyasete bakıyoruz Biden cephesinin her geçen gün devam eden operasyonları var. Siyasi partiler içinde casuslar çıkıyor. Metin Gürcan’ı Aydınlık gazetesi manşet yaptığında, manşeti paylaşmıştı ‘ben bunu şeref madalyası olarak göğsüme takacağım’ demişti. Türk yargısı o şeref madalyasını göğsüne taktı. Türk yargısı 400 dolara ülkesini satan namussuz askeri ve siyasi casusluktan içerde. Bunu Aydınlıkçılar öne sürdüğü için değil Türk yargısı, Türk polisi de aynı zamanda artık Türk devletinin, Türk milletinin yargısı ve polisi olarak mücadele ettiği için görüyor. Eskiden ne vardı FETÖ vardı. Şu an da bir salgın dönemindeyiz ya FETÖ de bir virüstü, FETÖ de bir salgındı oradan oraya öyle hızlı bulaştı ki insanların gözünü korkutarak ya da insanların gözünü para hırsıyla bürüyerek öyle hızlı büyüdü ki işte emniyet bunları göremiyordu. Yargı bunları göremiyordu, ordu bunları göremiyordu. Ama şimdi o virüsten arınan Türk yargısı, Türk emniyeti Metin Gürcanlara göz açtırmıyor. Bu ülkenin mahrem bilgilerini yabancı elçilere satanlara göz açtırmıyor. İşte Vatan Partisi‘nin rolü burada ortaya çıkıyor. O virüsten hiçbir zaman etkilenmeyenlerin partisiyiz. Milletimizi biz Metin Gürcanlara karşı uyardık.’’ İfadelerini kullandı.

‘‘BU ŞATAFATI DEVAN ETTİREREK EKONOMİK KURTULUŞ SAVAŞI OLUR MU?’’

Türkiye ekonomisinin sıkıntılı bir süreçten geçtiğine dikkat çeken Dikmen, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ekonomik kurtuluş savaşı tezini Vatan Partisi olarak desteklediklerini belirtti. Dikmen şu ifadeleri kullandı:

‘‘Şimdi ekonomiye bakıyoruz önümüzde sıkıntılı süreçler var. Bir ekonomik kurtuluş savaşı veriyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan‘ın ekonomik kurtuluş savaşı tezine biz de desteliyoruz. Fakat bu mücadelenin başına tasarruf, sonuna adil paylaşım koymadığınız zaman bu kurtuluş savaşının kazanılması mümkün değil. En başta tasarruf olacak. Bunu da ilk başta devlet kurumları ve bu kurumlarda görev yapanlar uygulayacak. Sayın Cumhurbaşkanı bunu eksik bırakıyor. Ardından yatırım, üretim, istihdam olacak. Sayın Bakanlar koruma sayısını azaltacaksınız! Sayın Cumhurbaşkanı sarayın giderlerini azaltacaksınız! Sayın Milletvekilleri harcamalarınızı azaltacaksınız! Kurtuluş Savaşı‘nı bu millet nasıl verdi? O dönemin vekilleri Gazi Meclis‘te yeri geldiğinde yemek bulamadılar. Bu şatafatı devan ettirerek ekonomik kurtuluş savaşı olur mu? Önce tasarruf olacak sonra da adil paylaşım olacak. Sadece tasarruf da yetmez. Yatırım ve ihracat yapacağız, para kazanacağız. O parayı da 3-5 şirket paylaşacak. Peki vatandaş sırtındaki kamburu borç yükünü temizlemeyecek mi?  Vatan Partisi ile mevcut sistemdeki partilerin arasındaki ekonomi politikasının farkı bu. Ali Babacan her gün diyor, o casusun genel başkanı, onun adı artık casusun genel başkanı. O ilk önce casusluğun hesabını versin Ben geldiğim zaman sıcak para akacak diyor o casusun genel başkanı. Bir taraf böyle sıcak paracı. Türkiye’den son 10 yılda 130 milyar dolar sıcak parayı çekmişler faizciler, baronlar. Son 2 haftada çekilen sıcak para da 4,5 milyar dolar. Yani şu anda sıcak para 25 milyar dolar seviyelerine indi. Şu anda Türkiye bu kadar sıcak para ile ekonomisini ayakta tutuyorsa bu biz bize yeteriz anlamına geliyor. Biz üreterek o sıcak paracıların sağladığı sahte refahı kalıcı bir refah haline getirmeliyiz. O yüzden de en başa tasarruf sonuna da adil paylaşımı eklememiz gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanı ve AK Parti kurmaylarının bunu idrak etmesi gerekiyor.’’

Göksenin Aktaş / İstanbul Gündemi