Dolar 36,4634
%0.08
Euro 38,2198
%0.15
Altın 3.448,640
%-0.23
Bist-100 9.506,00
%-0.72

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Player yükleniyor...

ATAŞEHİR AK PARTİ İLÇE BAŞKANI YAĞCI: ‘'REFERANS OLARAK AK PARTİ BELEDIYECİLİĞİNİ ORTAYA KOYUYORUZ.

  • İstanbul Gündemi
  • 30.01.2015 - 01:32

Ataşehir AK Parti İlçe Başkanı Av. Naim Yağcı ile seçimlerden sonar sizzler için konuştuk. Hem Ataşehir’I hem de Ataşehir sorunlarını ve Ataşehir’in geleceği ile fikir alışverişinde bulunduk. Başlakn Yağcı sorularımıza samimi ve içten cevaplar Verdi. Şimdi bu cevaplarla size başbaşa bırakıyoruz:

-Öncelikle yeni başkanlık döneminiz hayırlı olsun. Yoğun ve yorucu bir kongre süreci geçirdiniz. Bu konu hakkındaki duygu ve düşüncelerinizi alabilir miyiz?

 

+ Öncelikle iyi niyetli temennileriniz için teşekkür ediyorum. 1 yılı aşkın bir süredir ilçe başkanlığı görevini, bir önceki ilçe başkanımız Nimetullah Bey’in yerel seçimlerde Belediye Başkanlığı’na aday adaylığını koyması sebebiyle istifa etmesinin ardından 13 Kasım 2013 itibariyle önce vekaleten, ardından asaleten genel merkezimiz tarafından atama yöntemi ile görevi ben sürdürmekteyim. O zamandan bu yana yönetimdeki mevcut ve yeni dahil ettiğimiz arkadaşlarla yerel seçim ve cumhurbaşkanlığı seçimlerini bir yönetim oluşturarak birlikte sürdürdük. Ne yazık ki isteğimiz gibi bir sonuçla tamamlayamadık ancak 110.000 gibi bir rakamla oyumuzu arttırdık. Cumhurbaşkanlığı seçimlerini ise yerel seçimlere nazaran milletimizin teveccühü ile daha iyi bir netice ile sonuçlandırdık. Sonrasında da genel merkezimiz kongre süreçlerinin startını verdi. Bu manada da 30 Kasım’da Ataşehir’de son yönetimden olan ve daha önceden de bu yapıda görev almış yeni arkadaşlarımızın da oluşumu ile gayet coşkulu ve etkili bir kongre gerçekleştirdik, güzel bir yapı da oluşturduk. 30 Kasım sonrasında da mahalle teşkilatlarımızın yapılanmasını tamamlıyoruz. Kadın ve Gençlik Kolları kongrelerimizi de gerçekleştirerek süreci tamamlamış olduk.

 

-Peki yönetime girmişken her ilçe başkanı başarılı olabileceği bir yönetim kurulu oluşturmak, ona göre hamleler yapmak ister. Peki sizin, oluşturduğunuz yeni yönetimle ne gibi hedefleriniz olacak?

 

+İlk olarak oluşturduğumuz bu yönetimin Ataşehir’e hitap etmesi, kapsaması, demografik yapısıyla, eğitim yapısıyla, genç kadrosuyla bütünleşecek, Ataşehir’de koşacak, Ataşehir’i bilmesi yabancılık çekmemesi kuruluş çerçevesindeki sebeplerdi ve bunda da başarılı olduğumu düşünüyorum. Yaş itibariyle olgun ve donanımlı arkadaşlardan oluşturduğumuz bir yönetim oldu. Bakıldığında da teşkilat ve toplum nezdinde de kısa sürede kabul gören bir yönetim oluştuğunu müşaade etmiş olduk. Vatandaşa doğrudan ulaşabilme hususunda yönetimdeki bu anlattığımız maddeler vazgeçilmez ve en etkili unsurlardır. Ataşehir meseleleri ile Ataşehir’i tanıyan, Ataşehir’in de tanıdığı ve bu noktada insiyatif alabilecek, aşkı sevdası olan, Ataşehir’in derdi kendi derdi olan arkadaşlardan oluşmuş bir yönetim. Bu yönetimle, mevcut belediye bizde olmadığı için Büyükşehir ve mevcut hükümetin desteğiyle elimizden geldiğince 2015 seçimlerinde arzu ettiğimiz şekilde seçimlerden çıkmak ve sonrasında da Ataşehir’i kaybetmekten kurtarmak, Ataşehir’i yerel manada önümüzdeki seçimlerde AK Parti’li bir belediyeyle buluşturmak öncelikli hedeflerimiz olacaktır.

 

-Peki bu önümüzdeki süreçte Ataşehir’i nasıl bir ilçe başkanı ve yönetim bekliyor olacak? Yani AK Parti olarak Ataşehir’de kendinizden nasıl daha fazla söz ettirmeyi ve faydalı olmayı planlıyorsunuz?

 

+ Temel hedef elbette birebir temas ve vatandaşla bu manada bütünleşmeyi sağlamak, gönül bağını tesis etmek. Çünkü AK Parti Türkiye genelinde siyaset arenasında bakıldığında ciddi hizmetleri vatandaşa sunmuş, yatırımlar yapmış, milletin gönlünü fethetmiş bir parti. Bunu da en iyi şekilde temsil etmek, yani AK Parti’nin Türkiye sathında göstermiş olduğu performansın bir temsilcisi olarak o güveni aynı noktada Ataşehir’lilerimize de yansıtmayı hedefliyoruz. Bu manada hane hane diyebileceğimiz kadar vatandaşla bir araya gelmeyi hedefliyoruz. Vatandaşın ayağına gidip, onlarla o gönül köprülerini kurmayı hedefliyoruz. Bunun haricinde bizim seçmenle, vatandaşlarımızla bir problemimiz yok zaten. Ancak o sıcak teması yakalarsak, o güveni oluşturursak birebir bağları tesis edersek istediğimizi sağlamış oluruz. Bununla birlikte yerel manada AK Parti’nin sesini nasıl duyuracağız derseniz, netice itibariyle şuanda Ataşehir’de uyutulan, uyutulmaya çalışılan bir Ataşehir seçmeni var. Ataşehir makru projeler bağlamında kan kaybediyor. Ciddi manada genç nüfusumuz var fakat gençlik elden gidiyor. Manevi bir çöküntü yaşanıyor. Uyuşturucu, alkol veya madde bağımlılığıyla ilgili önlem alınmıyor çünkü gençlerimizin elinden tutacak kurumlarımız yok. Gençlik merkezimiz, kültür merkezimiz yok. Biz gençliği de elinden tutacağız, projeler üreteceğiz. Bunun haricinde Büyükşehir eliyle Ataşehir’de kültür merkezleri, belki bilgi evleri, spor salonları yapıp bir şekliyle gençliğimizi kanalize etme ve toplumsal gelişmeyi de sosyokültürel gelişmesini de sağlayacak programları hayata geçirmeyi planlıyoruz. Doğrudan faydalı olabilecek, kalıcı, geliştirecek, değiştirecek, dönüştürecek, ileriye taşıyacak programlar ve projeler üzerinde kafa yoracağız. Bu ekibimizde, bu donanımda olan arkadaşlarımız var. Ciddi manada fikir üretecek, strateji geliştirecek arkadaşlarımız da var ve bunu sahaya yansıtacak ekibimiz de var.

 

-Genel seçimlere yaklaşık 5 aylık bir zaman kaldı. Bu seçimlere dair Ataşehir AK Parti olarak hedefiniz ya da beklentiniz neler olacak?

 

+ Tabi yerel seçimlerle milletvekili seçimleri aynı çatı altında değerlendirmemek lazım. Zira bunun örneğini Ataşehir’de yaşadık. Yine bu seçimlerde de yarışı önde tamamlayacağımızı düşünüyorum. Çünkü vatandaş ülke üzerinde dönen bazı kirli oyunları artık gördü. Sonrasında da elbette AK Parti’ye bir şekilde oy vermiş seçmenin, yerel seçimlerde de bir şekilde AK Parti’yi tercih etmesini sağlamamız lazım. Biz burada Ataşehir adına bir kaybetmişliği bir şekilde ortaya koymamız lazım. Gün geçtikçe kaynaklar eritiliyor ve bir gün uyandığımızda Ataşehir’i tam manasıyla kaybetmiş olmanın korkusunu yaşıyorum. O yüzden bu kaygıyı bir şekilde vatandaşa, seçmene anlatmamız lazım. Yani AK Parti’ye genelde güvenen seçmenin, yerelde de AK Parti’nin hizmetiyle ayakta kalacağını, AK Parti’nin hizmetiyle tanıştığında da çok farklı bir Ataşehir’in meydana çıkacağını izah etmemiz ve inandırmamız lazım. Böyle bir sorunumuz var. Şuanda yeni yapılaşmaların ve hizmetin hepsi Ataşehir Belediyesi’ne mal ediliyor. Biz bunun da bu şekilde olmadığını ortaya koyacağız. 2019 seçimlerinde de vatandaşımıza gerçekten inanacaklarını hizmetleri yaparak, onlara gelecek seçimleri beklemeden birçok meselesinin öncüsü, takipçisi, AK Parti kadroları olarak burada göreve geldiğimizde de çok daha fazlasını yapacağımıza inandıracağız inşallah.

-Peki sizce Ataşehir’de mevcut belediyede göze çarpacak halk nazarında gördüğünüz eksiklikler nelerdir ve eğer AK Parti iktidara gelirse bunlar nasıl düzelir?

 

+ Belediye’de hizmet manasında ciddi boyutta bir sahadan çekilme var. Seçim öncesindeki görece sosyal faaliyetleri de tam anlamıyla bir tarafa bırakmış. Su dağıtımı, erzak yardımı, beyaz eşya desteği gibi yardımların hepsi durdurulmuş durumda. Muhtarlara ve derneklere belirli noktada bir şekilde katkıda bulunuluyordu, bunlar tamamen çekildi ancak rüzgarı bir şekilde sürdürülmeye devam ediyor. Belki seçimlere yakın yine böyle bir popülist siyaset tercih edileektir. Görünür yüzü bu ama bir de görünmeyen yüzünde de Ataşehir’in rantı felaket şekilde belirli kişilerin cebine indiğini, belirli kişiler tarafından paylaşıldığını görüyoruz.

 

Ataşehir Belediyesi’ndeki yapılanmaya bakıldığında seçim öncesinde göreve alınıp, seçim sonrasında AK Parti’ye oy verdiğinden yahut CHP’ye çalışmadığından dolayı işten atılan birçok vatandaş şikayetiyle karşı karşıya kaldık. Bizi de ziyaret edenler oldu. Yani seçim öncesi yapılan halkçı sosyal belediyecilik bir anda kesildi ve zulmeden bir belediye haline geldi. Kendi içinde ciddi manada kavgaları olduğunu ve tartışmalar olduğunu, rant paylaşımı konusunda problemler yaşandığını biliyoruz ancak bu çok gündeme yansıtılmamaya çalışılıyor fakat bir çatırdama var. Korkumuz, endişemiz Ataşehir’in kaynakları Ataşehir için harcanmıyor. Geliri olan, gelişime açık bir ilçe olmasına rağmen 2009’daki bütçesi ciddi manada geniş olan ancak bugün hiçbir yatırım yapmamasına rağmen borçlu bir belediye haline gelmiştir. Bu borcun nereye gittiği, nereye harcandığını, hiçbir hizmet olmamasına rağmen nasıl borçlu bir belediye haline gelindiğini belediyenin halka açıklaması lazım.

 

Elbette biz de referans olarak AK Parti belediyeciliğini ortaya koyuyoruz. AK Parti’nin çevre ilçelerde baktığımızda; Üsküdar, Ümraniye, Çekmeköy, Sancaktepe, Sultanbeyli, Tuzla, Pendik, Beykoz, Şile gibi ilçelere baktığımızda buralarda yapılan altyapı çalışmalarına bakıldığında kalıcı eserlerle değerlendiriyoruz. Kalıcı eserler noktasına bakıldığında Ataşehir ne yazık ki bu konuda kısır kaldı. Geleceğe şamil programlar veya yatırımlar olmadıktan sonra gelişme de sadece böyle suni oluyor. Sadece göz boyamadan ve ciladan başka bir şey değil altı boş fakat üstü, vitrini düzeltilmiş bir ilçe görüyoruz. Biz bunu inşallah 2019’a varmadan belediyeye rağmen burada gerçekleştireceğiz. 2019’da da ilçemizi AK Parti’yle tanıştırırsak hızlı ve çok daha güçlü bir şekilde yatırımlarla Ataşehir’in kaynaklarını Ataşehir’e harcayarak farkı bir anda hissettireceğiz inşallah.

 

-Peki son olarak buradan Ataşehir halkına iletmek istediğiniz herhangi bir şey var mı?

 

+ Tabi hem Türkiye açısından hem de Ataşehir’imiz açısından bakıldığında ülkemiz çok olağanın dışında bir süreçten geçiyor yine. Çünkü AK Parti iktidarı ile beraber ülkenin son süreçlerde daha da güçlenmesi ciddi manada bir ivme kazandı. Türkiye gün geçtikçe dünya üzerinde farklılaşıyor, gelişiyor ve büyüyor. Bu büyüme hem dış dünyada yankı buluyor. Mazlum, mağdur coğrafyalar, ülkeler bunu bir umut ışığı olarak görüyor ancak egemen yapılar,egemen devletler ise bir tehdit olarak algılıyor. Bu tehdit olarak algılama neticesinde, içerideki ortakları da veya bu manada paralel bir noktada bu egemen güçlerin hegomanyası altında veya onlarla ortaklık yapan sermaye de bundan tedirgin halde. Elbette medyayı elinde bulunduruyor. Siyasetin belirli noktasını, ekonomiyi elinde bulunduruyor. Bunlar da bu yapılarını kaybetmeme adına bu dış güçlerle işbirliği içerisinde Türkiye’nin gelişmesini engelleme adına her türlü ortaklığın içerisinde bulunabiliyor. Bu hala tamamlanmış değil. Türkiye’de birçok vatandaşımız uyanmış olmasına rağmen Türkiye’de belirli tedirgin grup var ki bilinçlaltlarına yerleştirilen korku psikolojisi altında bir tedirginlik yaşıyorlar. Bir algı var ve kabuğuna çekilmiş topluluk da var. Buradan onlara seslenmek istiyorum ki; Türkiye normalleşme yoluna gidiyor. Türkiye, herkesin kendini daha huzurlu hissedebileceği, herkesin kendini var hissedebileceği bir yola doğru hızlı bir şekilde ilerliyor. Tedirgin olmanın hiçbir alemi yok. Bu ülkeyi bugüne kadar tüm iktidarlar içerisinde bu ülkenin vatandaşına, bu ülkenin topraklarına, birliğine, bütünlüğüne, kültürüne, maneviyatına sahip çıkan bir iktidar var şükürler olsun. Bugüne kadar olmayan bir iktidar, bir irade var.Ne pahasına olursa olsun, zaman zaman oy kaybetme riskine rağmen duruşunu hiç bozmayan bir siyası yapı var. Kendi içerisindeki dönüşümünü de sağlayan, ihtiyaca binahen kendi muhalefetini de oluşturan, kendi dönüşümünü de sağlayan bir parti var. Güçlü adımlarla ilerleyişini sürdürüyor. Ben bu manada tedirgin olan veya böyle bir korku içerisinde olan vatandaşlarımızın korkularının yersiz olduğunu ifade etmek istiyorum. Aslında birebir bahsedildiğinde, tanıdığında farklı olduğunu onlar da hissediyor ama gereksiz, yersiz endişelerinin olduğunu da gözlemliyorum. Bu manada böyle bir endişeye gerek olmadı. AK Parti’ye sahip çıkıldığında aslında kendilerinin de mutluluğuna, geleceğinin garantilenmesi adına da bütün ülke adına önemli olduğunu düşünüyorum. Bu manada vatandaşlarımızın hiçbir endişeye kapılmadan bir an önce istifhamlarından kurtulup, objektif değerlendirme neticesinde AK Parti yapısı içerisinde veya AK Parti’ye destek noktasında gönül birliği yapmalarını, bu konuda destekten mahrum bırakmamalarını, çekinmemelerini tavsiye ediyorum. 2015 seçimlerinde oylarını şuan mevcut iktidardan yana kullandıklarında, hem ülkedeki darbe teşebbüsü içerisinde olacaklara, ülkeyi kaos ortamına sürükleyecek olacaklara ders verileceğini ve onların da bundan sonra artık karanlık odaklıların ya da karanlık güçlerin değil de siyaset arenasına çıkıp herkes projesiyle, programıyla siyaset yapmaya mecbur kalacağı bir seçim olduğunu düşünüyorum. Yani bu seçimde tercihler doğru yapılır, AK Parti iktidarının devamı doğrultusunda bir şey ortaya çıktığında diğer partiler de artık  olumsuzluklar üzerinden bazı şeyleri kaşımak, propaganda üretmek yerine proje bazlı çok daha programa bağlı bir siyaset yapma zorunluluğu da kendilerinde hissedeceklerdir. Seçmenlerin de bu manada kendi ideolojilerini veya iradelerini temsil eden partilere bir ders vermeleri gerektiğini düşünüyorum. Bu defa AK Parti’yi tercih edip, ülkücüyse MHP’lilere, sosyal demokratsa CHP’ye onları kendilerine getirecek bir dersi vermeleri gerekiyor. Ben vereceklerine de inanıyorum. Ondan siyaset normalleşecektir. O zaman CHP de gerçek manada bir sol ideolojiyse, sosyal demokratsa bu manada bir proje ortaya koyacak, ekonomik yapısını da plan ve programını da ona göre ayarlayacaktır. MHP de çok daha ayaklarını yere basan bir siyaset ortaya koyacaktır. Belki ondan sonra siyaset arenasında çok daha güçlü siyasi partiler ortaya çıkacaktır ama bu şekliyle devam ederlerse varla yok arası olursa zaten bu pozisyonları korumak bunlar için en önemli idealdir. İktidar sorumluluk makamıdır. Muhalefet sorumluluk almıyor, sorumluluk almaktan kaçıyor. Kaçan kişilere veya yönetimlere bu halk dersini vermeli. Bu manada vatandaşlarımızdan tercihini bu doğrultuda yapmalarını, kendi peşinden takip ettikleri, taraftar oldukları partilere bir ders vermeleri gerektiğini düşünüyorum. İnşallah 2015 seçimleri sağlıklı, güçlü bir şekilde atlatılırsa bu ülke biraz daha normalleşmiş olacaktır. 2023 hedefine çok daha güçlü şekilde yürüyecektir. Bu AK Parti’nin hedefi değil Türkiye’nin hedefidir. Türkiye güçlendikçe bütün topluluklar da Türkiye’yi oluşturan etnik gruplar da kendini huzurlu hissedecektir. O zaman ne G.doğu meselesi kalır, ne kürt melelesl, ne alevi, ne Sünni meselesi Herkes işine bakar, bu noktada kendini ifade etmeye gayret eder. Kendini ifade ettiğinde de taraftar yeteri kadar bulacaktır. Kendini en iyi ifade eden de en güçlü olacaktır.Kim kendini en güçlü ifade ederse, toplum da ona rağbet gösterecektir.Normalleşme de bu şekilde olur diye düşünüyorum. Sonrası, ondan sonra konuşacağımız husustur.

 

 

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.