ALİ RIZA YILDIRIM: ‘BU OLAYLARIN YAŞANDIĞI BİR ÜLKE NORMAL OLABİLİR Mİ?’
- İstanbul Gündemi
- 20.05.2021 - 19:00
CHP Ümraniye Meclis Üyesi Ali Rıza Yıldırım, Mayıs Ayı ikinci oturumunu gerçekleştiren Ümraniye Belediye Meclisi’nde partisi adına açıklamalar yaptı.
19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı dolayısı ile ilgili bir açılış konuşması yapan Yıldırım, sonrasında ise ülke gündemine yöneldi. Son günlerde gündeme damga vuran olayları sıralayan Ali Rıza Yıldırım, diğer meclis üyelerine, “Bu olayların yaşandığı bir ülke, nasıl bir ülkedir? Hangi sistemle nasıl idare ediliyordur? Çocuklarımız, bizden sonraki nesiller, nasıl bir ortamda yaşayacak, nereye gidiyoruz, canımız, malımız kime emanet? Hepimiz aynı gemideyiz, birlikte düşünmeliyiz değerli arkadaşlar. Akıl ve ruh haliniz benimkine benziyor mu, endişeleniyor musunuz diye merak ediyorum” diyerek seslendi. Yıldırım, şunları söyledi:
“ATATÜRK BİZE ONURLU BİR MİRAS BIRAKTI”
“Mustafa Kemal, 11 Kasım’da Adana’dan İstanbul’a trenle geldi. Haydarpaşa Tren Garı’na indi, karşıya geçmek için kendini bekleyen Kartal Feribotu’na bindi. Boğaza, Dolmabahçe Sarayı’nın önünde demirlemiş işgal kuvvetleri donanmasının gemilerini gördü. Yaveri Cevat Abbas’a dönerek, “Geldikleri gibi giderler” dedi. Kurtuluşa giden yolun temel ilkelerini bu dönemde ortaya koydu. Şişli’deki evinde kurtuluş için toplantılar yapılmakta, çareler aranmaktaydı. Ve arkadaşlarına döndü, şöyle dedi: “Ben Gidiyorum.” Mustafa Kemal ve arkadaşlarını taşıyan Bandırma Vapuru, 16 Mayıs 1919 günü Galata rıhtımından demir aldı. 19 Mayıs’ta Samsun’a vardığında, o ilk adım, istiklal mücadelesinin başlangıcı oldu.
Mustafa Kemal, Anadolu’ya çıkar çıkmaz bir taraftan işgale karşı Kuvayi Milliye hareketini derleyip toparlayıp askeri bir direniş gerçekleştirdi. Diğer taraftan Ankara’da 23 Nisan 1920’de TBMM’yi açtı. Adım adım Cumhuriyet’e yürüdü.
Halkına onurlu bir miras bıraktı. Mustafa Kemal ve arkadaşlarının ülkeyi bağımsızlığa taşıyan o ilk adımlarının 102. yıl dönümünü ulusal gururla kutladık. Onlara minnettarız. Bu milletin hakkı onlara helal olsun.”
“HAYAL KIRIKLIĞI YAŞIYORUM”
“Atatürk’ün, atalarımızın bize mirası, çocuklarımızın emaneti bu ülkede son yıllarda yaşanan ve gerçekten büyük şaşkınlık, hayal kırıklığı, derin üzüntü yaşadığım olaylardan kısaca başlıklar halinde bahsedeceğim.
İlk olarak adına cemaat, hizmet hareketi denilen, sevilen, beslenip büyütülen, devletin kurumları teslim edilen ve sonunda darbeyle, ülkeyi yıkmaya teşebbüs eden bir yapının girişimi beni çok şaşırttı. 21. yüzyılda bu ülkede böyle bir hadisenin engellenememesi, cezaevlerinde çürüyen binlerce aydınımız, yaralılarımız, şehitlerimiz, meclisimizin bombalanması, ekonominin kötüleşmesi, dünyadaki itibarımız, hepsini birlikte düşününce büyük bir hayal kırıklığı ve acı yaşadım.
Sonra bu Covid illeti insanlığa musallat oldu. Ne olduğunu anlamadık. Yakınlarımızı arkadaşlarımızı, Allah rahmet eylesin Birol kardeşimizi kaybettik. Başkanımız anne babasını peş peşe kaybetti. Büyük acı yaşadı, ben çok yakın üç akrabamı kaybettim. Evlere hapsolduk. İnsanımız, esnafımız ekmeğinden, geçiminden oldu, aşının hangisi iyi midir kötü müdür, geldi mi kargaşası, psikolojimiz bozuldu. Yine büyük şaşkınlık ve çaresizlik yaşadım, yaşıyorum.”
“TİCARET BAKANI DA PARMAĞINI YALAMIŞ”
“Sonra hiçbir öngörümüz yokken, sebep söylemeden bir gecede çok güçlü bildiğimiz hazine bakanı istifa etti, piyasalar sarsıldı. Zarar edenler, kazananlar oldu ve bu şanlı şöhretli bakandan hala pek haber duyamıyoruz. Merkez Bankası başkanları istifa etti, şaşkınlık yaşadım. Sonra Merkez Bankası, ne olduğu konusunda hala toplum olarak aklımızın net olmadığı 128 milyar dolar. Çoktan daha büyük bir para bu, nereye harcandığı, akıbeti konusu gündeme geldi, yani bu devletin hesabı kitabı ne durumda, kimlere emanetmiş, çar çur mu ediliyor, hesap verilemiyor diye olağan üstü bir şaşkınlık ve hayal kırıklığı yaşadım. Bu fakir millet adına çok üzüldüm.
Bunun yanı sıra bir başka olay Sayın Ticaret Bakanı hanımefendi, şükür görevden alındı. Fırsatı menfaate çeviriyor, makamını, ticaret erbabı perişanken, kendi lehine kullanıp çıkar sağlıyor, kocasıyla ortak olduğu şirketten bakanlığa neredeyse 2 kat fiyatına dezenfektan alımı yaptırıyor, başka bir bakanlıktan, Sanayi Teknoloji bakanlığından bu firmalarına 1.444 milyon lira yatırım desteği alıyor. Bunları yaparken azıcık çekinmiyor, sıkılmıyor. 500 bin dolarlık saat takan selefi caddelerde gezerken, rüşvet alıp kutsal değerlerimize -bu bakara iyi makara- diye laf edenler büyükelçi atanırken niye geri dursun ki; bu hanımefendi bakan? O da parmağını yalamış.”
KORKUNÇ İDDİALAR TÜYLERİMİZİ ÜRPERTİYOR”
“Gri pasaport ve insan kaçakçılığı konusu var ki kamu kurumu belediyeler eliyle, evlere şenlik. Para karşılığı belediyelerimizden görev pasaportu alıp gitmiş, gelmemiş bir sürü insan. Ülkemizin itibarı, ülkemize olan güvenin sarsılması vahim durum, her yönümüzle gelişiyoruz. Uçuyoruz derken burası bu işlerin yapıldığı Afganistan, Orta Amerika devleti mi, Afrika mı olma yolunda diye merak ediyorum.
Bir de hele şu son günlerde yaşanan bazı olaylar varki bu olaylar karşısında aklım hafsalam iflas etti. Samimi olarak söylüyorum bunu. Suç örgütü lideri olarak adlandırılan bir vatandaş, videolar yayınlıyor. Dünya devleti büyük Türkiye’nin devlet idarecileri, bakanları en önemli makamları hakkında acayip iddalarda bulunuyor, onlara acayip kelimelerle hitap ediyor, hepiniz biliyorsunuz konuşulanları. İddiada yer alan detayları seslendirmek bile istemiyorum ama hepiniz ve on milyonlar, en ince detayına kadar dinledi, izledi. Eski bir bakanın oğlu. Şu an Elazığ milletvekili kendisi. Onun hakkındaki korkunç iddalar tüylerimizi ürpertiyor. Çürümüşten de beter olan ise ünlü gazetecilerin barış olsun, küllensin telkini ile araya girmeleri. Yeni videolar, yeni tehditler, siz bana yaptınız ben de size beterini yapacağım serzenişi ve daha neler neler iddia ediliyor.”
“CANIMIZ, MALIMIZ KİME EMANET?”
“Ülkemizi, insanımızı yakından ilgilendiren bir diğer vahim olaya değinmeden geçemeyeceğim. Şu gün şu çağda insanlar covid belası ile sağlıyla, canıyla uğraşırken, mecalleri kalmamışken, zalim İsrail’in Filistinli çocuklara bomba yağdırması, evlerini barklarını yıkması, onları katletmesi… 64’ü çocuk olmak üzere 230 Filistinli katledildi. Ve hala medeni dediğimiz dünyanın İsrail’e destek sözleri ve silah yardımları, aymazlıklar, körlükler vicdanımızı sızlatıyor, insanlığımızdan utandırıyor.
Değerli arkadaşlar bahsettiğim olaylar yüzünden ülkede her şey normal diyebilir miyiz? Bu şaşkın, üzüntülü halimle diyorum ki; grup, siyasi parti ayırımı yapmadan, hepimiz okumuş yazmış, meclis üyesi göreviyle de mesuliyet sahibi olmuş insanlarız. Ve soruyorum: Bu olayların yaşandığı bir ülke, nasıl bir ülkedir? Hangi sistemle nasıl idare ediliyordur? Çocuklarımız, bizden sonraki nesiller, nasıl bir ortamda yaşayacak, nereye gidiyoruz, canımız, malımız kime emanet? Hepimiz aynı gemideyiz, birlikte düşünmeliyiz değerli arkadaşlar. Akıl ve ruh haliniz benimkine benziyor mu, endişeleniyor musunuz diye merak ediyorum. Bu çok kısa özetlediğim konular hakkında düşünce ve görüşlerinizi çok merak ediyorum. Şu son zamanlarda tek görüştüğüm, hasbihal ettiğim arkadaş topluluğu bu meclis, vaziyetimizi sizlerle paylaşmak istedim. Allah sonumuzu hayır etsin.”
GÖKSENİN AKTAŞ - İSTANBUL GÜNDEMİ
Yorum Yazın