Akın Gürkan’dan Tuzla Belediye Meclisi’ne çağrı! ‘Önayak olmayın!’

Tuzla’da yapılan projelerden vatandaşların mağduriyetlerine kadar birçok konuda açıklamalar yapan İYİ Partili Gürkan, İstanbul trafiğine dikkat çekti.

İşte Akın Gürkan’ın açıklamalarından öne çıkanlar:

“Uzun zamandır her meclisi şehit taziyeleri ile açmak zorunda olmaktan duyduğum üzüntüyü kelimelerle ifade etmem mümkün değil. Haziran ayı içerisinde vatanı için, yani bizler güvende yaşayalım diye şehit olan kahraman askerlerimiz; Serkan Taşçı, Abdullah Bayram, Sercan Baş, Fatih Özkaya, Kadir Kemik, Ramazan Gök, Gökhan Demir, Fuat Özer’e yüce Allah’tan rahmet, ailelerine ve yakınların sabırlar diliyorum. Ruhları şad, mekânları cennet olsun. Büyük Türk Milletinin başı sağ olsun.”

“Umarım artık gerekli tedbirler alınmaya başlanır”

“Artvin’de malumunuz bir heyelan gerçekleşti, heyelanda vefat eden vatandaşımıza Allah‘tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diliyorum. Bir yol yapılırken bu tip heyelan olabilecek, yani risk taşıyan yerlerin tespiti yapılır ve gerekli tedbirler alınarak bu yollar inşa edilir. Bakın geçen sene bir yangın, bir sel olayı oldu bizler gittik, devlet gitti, ilgili odalar gitti. Raporlar tutuldu, bu raporlarda dere yataklarıyla oynandığı, dere yatakları, doğal yataklarının yarıdan dahi daha az bir alana sıkıştırıldığı tespit edildi. Derelerin üzerine yapılan köprülerin altından geçecek suyun taşkın debisi hesap edilmeden köprülerin yapıldığı tespit edildi. Su toplayıcı yapıların membaına şehirler veya şehirlerin olmasına rağmen bu yapıların hemen şehirlerin üst kotlarında konuşlandırıldıkları gibi daha birçok hatanın, eksikliğin tespit edilmesine ve bunların raporlanmasına rağmen, bugüne kadar hiçbir tedbir alınmadığı gerçeği, ilk pik yağışta aynı tablo ile karşı karşıya kalmamızı sağladı. Umarım artık gerekli tedbirler alınmaya başlanır.”

“Unutulan soykırımlar tekrarlanır”

“Temmuz ayı maalesef tarifsiz acılarla dolu bir ay. İçimizi parçalayan ve hatıralardan hiç silinmeyecek olan 2 Temmuz 1993‘te Sivas Madımak Oteli‘nde yaşanan katliam, ülkemiz ve insanlık için kara bir lekedir. Alevilik üzerine oynanan tüm oyunların “Türk Kimliği” üzerine olduğunu da buradan bir kez daha ifade etmek isterim. Milletimizin birliğini hedef alan bu elim olayda kaybettiğimiz canlarımızı saygı ve rahmetle anıyorum. 5 Temmuz 1993’te Başbağlar‘da hain terör örgütü PKK‘nın katlettiği 33 masum insanımızı düşündükçe de içimiz kan ağlıyor.  Başbağlar’ın acısı da dün gibi yüreğimizde tazeliğini koruyor. Yitirdiğimiz canları rahmetle anıyor, faillerinin de yargı önünde hesap vermesini bekliyoruz. 11 Temmuz 1992’de ise çağımızın en büyük insanlık dramı Avrupa‘nın göbeğinde yaşandı. Srebrenitsa’da 8 bini aşkın masum insan katledildi.  Öyle bir vahşetti ki, Sırp askerler cesetlerin kimlikleri tespit edilmesin diye cesetleri parçalayarak sayıları 64‘ü bulan toplu mezarlara gömmüştü. Unutulan soykırımlar tekrarlanır. Unutmayacak, unutturmayacağız.  Hayatını kaybeden kardeşlerimizi rahmetle anıyorum.”

“Tuzla Belediyesi olarak derhal buraya bir çözüm bulunması gerekmektedir”

“Geçtiğimiz ay da dile getirdiğim, Mimar Sinan Mahallemizde7429 ada 13 parsel sayılı yer, hani şu yolun, şahısların arsa sınırlarına tecavüz ettiği yer. Yolun, arsa sahiplerinin arsasına isabet eden yerin, belediyenin asfaltını söktüğü, maliklerinde asfaltın altındaki kalan kısmı kazdığı ve önceki bahçe koduna getirerek, yolun ortasında sanki kocaman bir meteor düşmüşçesine açılmış bir çukurdan bahsetmiştim. Bu yer hala yoldan bir araba zor geçecek durumda, trafik kazalarına açık bir şekilde durmakta, bahsi geçen yerde o günden bu güne hiçbir çalışma yapılmamıştır. Tuzla Belediyesi olarak derhal buraya bir çözüm bulunması gerekmektedir. Tekrar ediyorum, vatandaş şikâyetinin sürekli arttığı bu yer, mahallenin ortasında kocaman meteor düşmüş gibi bir çukur, trafik kazalarına açık bir şekilde beklemektedir. Yol tekrardan hızlı bir şekilde ihdas edilerek trafiğe açık hale getirilmelidir.”

Gürkan’dan marina projesiyle ilgili sorular

“Geçtiğimiz pazar günü Su Ürünleri Kooperatifi bir kahvaltı düzenledi. Bu, Tuzlanın tüm siyasi partilerinin, Tuzla’nın kanaat önderlerinin kısacası eski tabirle Tuzlanın ayanlarının bir araya geldiği bir kahvaltı organizasyonuydu. Fakat Kooperatifin bulunduğu yerdeki otoparkın kapalı olması nedeni ile gelen yüzlerce kişi arabasını Su Ürünleri Kooperatifinin yolu üzerine üç şerit olacak şekilde bırakmak zorunda kaldı. Marina projesinin vaziyet planında otopark olarak gösterilen yer ise tel örgü ile kapatılmış ve bu alana kimsenin girmesi mümkün değildi. Projenin vaziyet planında da açıkça otopark olarak gösterilen bu yerde koca koca teknelerin çekili olduğu ve sanırım burada tamir bakım işleri yapıldığı kısacası fonksiyonuna uygun olarak değil, başka bir amaçla başkaca bir işle iştigal olunduğu görülüyor ve gelen misafirlerin tamamına yakını da bu konu ile ilgili şikâyetlerini dile getiriyordu. Daha önce de Su Ürünleri Kooperatifi ile Tuzla Belediye Zabıtası arasında Kooperatifin, buz makinesini mühürlemesi, ana kapısını sökmesi, bazı bölümleri boşaltmak üzere zorlanması gibi konularla karşı karşıya geldiklerini ve derhal konunun ivedilikle çözüme bağlanması meselelerini balıkçılarımız adına buradan dile getirmiştim. Şimdi de kullanmakta oldukları otoparkları başka bir amaçla kullanılmak üzere kapatılmış durumda. Tuzlalı balıkçılarımız ve Tuzla Halkı adına soruyorum; Marina projesinde herhangi bir tadilat yapılarak vaziyet planında değişiklik yapılmıştır. Mevcut Marina Projesinde 19 numara ile gösterilen yer otopark olarak gözükmektedir. Bu fonksiyon değişmiş midir? Eğer değişmediyse Tuzla Belediyesi ruhsata aykırı olarak işletilen bu yerle ilgili olarak gerekli işlemleri yapacak mıdır?”

“Tuzlalıların pazar günü yaşadıkları bu sıkıntı bitecek”

“Postane Mahallemizde kurulan pazar pazarı dediğimiz, pazarın kurulduğu günlerde, Barbaros Hayrettin Caddesi ile Hacılar Sokağın kesiştiği Naturel Life Villalarının önü özelliklede Hacılar sokağa doğru araçlar yola sağlı sollu olarak parklanıyorlar. Bu iki cadde ve sokağın birleştiği bu bölüm biçimsiz ve dar olması nedeni ile bu durumdaki parklanmalardan sonra sokak tek şeride düşmekte ve sonrasında yoldan tek aracın geçmesi dahi sıkıntı olmaktadır.  Pazar günü bu caddemizde oluşan trafik Tuzlalıları canından bezdirmiş durumdadır. Tuzla Belediyesi Zabıtalarının, İlçe Emniyet Müdürlüğü ve trafik şube ile yürüteceği bir koordinasyonla, buraya yapılacak olan parklanmanın önlenmesi ile bu sorun çözülecek ve Tuzlalıların pazar günü yaşadıkları bu sıkıntı da bitecektir.”

“Umarım vatandaşlarımızı bu konu hakkında bilgilendirirler”

“Tuzla ile ilgili olarak başka bir konuya daha değinmek istiyorum. Tuzlamızda rantı ne kadar yüksek yer varsa bir şekilde buralar, rezerv yapı alanı ilan edilip, emsalleri ile ve yapılaşma şekilleri ile ilgili Ankara’dan istenildiği gibi plan tadilatlarını yapıp, iktidara yakın müteahhit firmalara vererek “6306 sayılı afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi hakkındaki yasayı da bu bağlamda kullanarak, kentsel dönüşüm adı altında “beton ekonomisi rantına İstanbul’un en kıymetli ilçelerinden Tuzlamızda devam edilmektedir. Birçok Tuzlalı vatandaş beni arıyor ve VESEN projesi şu cübbelinin adının geçtiği, milyon dolarlara satılan evleri göstererek burada bu kadar çok katı nasıl verdiklerini soruyorlar. Sorularına şöyle devam ediyorlar; Biz onlardan denize çok daha uzağız ve bize bu kadar çok kat vermiyorlar binamız deprem güvenliksiz biz kentsel dönüşüm yapamıyoruz, ne yapmalıyız diye, bana aslında teknik bir soru soruyorlar. Ben bunu bir teknik eleman olarak nasıl açıklamam gerektiğini teknik olarak, haktan ve hakkaniyetten yana nasıl bir açıklama yapacağımı bilemiyorum. Bu dini bütün kardeşlerimizin yaptığı katları, kullandıkları emsali, yaptıkları inşaatların inşaat ruhsatlarını nasıl aldıklarını, teknik, etik ve hakkaniyet açısından nasıl açıklayacağımı ve ne diyeceğimi bilemiyorum. Umarım iktidar meclis üyeleri, belediyemizin yetkili mercileri bu konuya bir açıklık getirir de vatandaşlarımızı bu konu hakkında bilgilendirirler.”

“Bir şehrin planları o şehrin anayasasıdır”

“İstisnasız her parti propagandalarını yaparken, yerel yönetimlerin güçlenmesini istediklerini beyan eder, millet iradesinin tecellisi açısından çok daha uygun olduğunu söylerler. Bu gerçekten de böyledir, mahallindeki bir sorunu, mahallindekiler çok daha iyi anlayacak, çözümlerini de bölgesine, yöresine uygun olarak bulacaktır. Mevcut iktidar, büyükşehirleri kaybetmesinden sonra ne yazık ki yerel yönetimlerin yetkilerini de merkezde toplama çabası ve gayreti içine girmiştir. Bu da ne yazık ki ileride ağır problemlere sebebiyet verecektir. Bir şehrin planları o şehrin anayasasıdır. Her şey ona göre planlanır, yaşam ona şekillenir ve şehir ona göre bir kimlik kazanır. Ama eğer siz buna müdahale eder, yerel yönetimlerin yetkilerini gasp etmeye çalışırsanız, bunlara birkaç örnek, Bakanlığın, bölge imarlarına aykırı imar yapabilme yetkisi gibi, Boğaziçi’nin imar yetkilerini kendi üzerine alması gibi, UKOME’nin yetkilerini ilgisiz Bakanlıklardan üyeler atayarak çoğunluğu elde etmesi gibi, bu durumlarla yapmış olduğunuz tek şey şu olacaktır, oda o bölgeyi sıkıntıya sokacak büyük bir kaos, büyük bir kargaşa. Bundan başka bir şey olmayacaktır.”

“Ankara’dan plan yaparak İstanbul’un zaten ağır yaralı yapılaşmasını, kangren haline getirmektesiniz”

“Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından Ankara’dan plan yaparak İstanbul’un zaten ağır yaralı yapılaşmasını, kangren haline getirmektesiniz. Buna Tuzla Belediyesi olarak da lütfen ön ayak olmayın. Şehrimizin kangren olmasına müsaade etmeyin. İstanbul’un planını da, ulaşımını da İstanbullular çözsün. İstanbullunun iradesiyle, seçilmişleri çözsün. Sözlerimi burada noktalıyor, Temmuz ayı meclisinde alınacak kararların, ilçemize hayırlar getirmesini diliyor, yüce meclisi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.”

Göksenin Aktaş-İstanbul Gündemi